Gucci ve Prada: Yoksullara Yönelik Lüks Markalar, Zengin Görünmeyi mi Amaçlıyor? Bir Çalışma Bunu Öneriyor

Son zamanlarda yapılan bir araştırma, lüks pazarın şaşırtıcı bir gerçeğini ortaya koyuyor: Gucci ve Prada gibi ikonik markaların, gerçek anlamda zengin olanlardan ziyade, daha yüksek bir ekonomik statü hedefleyen orta sınıf bireyleri hedef aldığı söyleniyor.
Gucci ve Prada gibi lüks markaların gerçek tüketicilerinin kim olduğu konusundaki tartışma yeni bir boyuta taşındı. Bu prestijli markaları yalnızca milyarderlerin giydiği yönündeki yaygın inanışın aksine, pazarlama ve tüketici çevrelerinde dolaşmaya ve tartışma yaratmaya başlayan son bir analiz, satışlarının önemli bir kısmının beklenmedik bir kesimden, statü hırsı yüksek orta sınıftan geldiğini öne sürüyor.
Özgüvenli tüketim olarak bilinen bu olgu, bireylerin ait olmak istedikleri sosyoekonomik gruba ait ürün ve hizmetleri, önemli miktarda maddi çaba gerektirse bile, edinme eğilimini ifade eder. Ayrıcalık ve başarıya dair güçlü anlatılarıyla lüks markalar, bu yansıtma için mükemmel bir araç haline geliyor.
Söz konusu araştırma (özellikleri ve metodolojisi uzmanlar tarafından inceleniyor), birçok lüks moda evinin pazarlama stratejisinin, bilinçli veya bilinçsiz olarak, bu kesime yönelik olduğunu ortaya koyuyor. Zaten zengin olanları değil, öyle algılanmak isteyenleri cezbetmek söz konusu olurdu.
Logo görünürlüğü: Belirgin logolara sahip ürünler (logomania olarak da bilinir) bu grup arasında daha popüler olma eğilimindedir, çünkü anında sosyal sinyal verirler.
Giriş noktaları: Aksesuarlar, parfümler ve küçük deri eşyalar gibi ürünler, lüks dünyasına "giriş" ürünleri olarak hizmet eder ve haute couture giysilerden ziyade orta sınıf bütçesine daha uygundur.
Sosyal medyanın etkisi: Dijital platformlarda gösterişli yaşam tarzlarına sürekli maruz kalmak, taklit etme isteğini artırıyor.
Tüketici davranış analistlerine göre lüks markalar bir rüyayı satma sanatında ustalaştı. Bunlar, paradoksal bir biçimde, bu nesneleri toplumsal tanınmaya giden bir kısayol olarak gören kişilerde sahip olma arzusunu körükleyen ulaşılamazlık havası yaratır. Gerçekten zengin olanlar bu ürünleri tüketmiyor değil, ancak tüketim kalıpları farklı olma eğiliminde, çoğunlukla daha gizli ve görünür bir logonun sağladığı dış doğrulamaya daha az bağımlı.
Öte yandan, hırslı orta sınıf için bir Gucci çanta veya bir çift Prada ayakkabı, başarının ve kişisel ilerlemenin somut bir sembolü olabilir; nesnenin içsel değerinden ziyade, toplumsal imajlarına bir yatırımdır.
Tüketici eğilimleri konusunda uzmanlaşmış bir sosyolog, "Gerçek ayrıcalık her zaman fiyatta değil, özgünlükte ve içsel değerde yatar. Hırslı tüketim, dışsal sinyallere öncelik vererek bunu sıklıkla göz ardı eder." diyor.
Bu davranış eleştiriye tabi tutuluyor. Bir yandan da aşırı borçlanmaya veya temel deneyimler veya ihtiyaçlar yerine maddi mallara öncelik verilmesine yol açabilir. Öte yandan dijital çağda özgünlük ve toplumsal baskı konusunda da soru işaretleri yaratıyor.
Ancak aynı zamanda arzulanan toplumsal hareketliliğin ve markaların kimlik ve özlemleri iletmenin bir dili haline gelmesinin de bir yansımasıdır. Çalışma, neye ve neden değer verdiğimiz ve Gucci ve Prada gibi markaların stratejilerinin bu arzulara nasıl uyum sağladığı veya onları nasıl şekillendirdiği konusunda daha derin bir düşünmeye davet ediyor. Bir dahaki sefere lüks bir ürün satın alan birini gördüğünüzde, bu satın alma işleminin arkasındaki hikayenin düşündüğünüzden daha karmaşık olabileceğini fark edeceksiniz.
Bizi X La Verdad Noticias profilimizden takip edin ve günün en önemli haberlerinden haberdar olun.
La Verdad Yucatán