Gazze'de ölü sayısı 58 bini aştı: İsrail ile Hamas arasındaki barış görüşmeleri nasıl ilerliyor?

Gazze Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun giderek yoğunlaşan saldırılarının ardından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybedenlerin sayısının bu cumartesi günü 58 bin 26'ya ulaştığını bildirdi.

Hamas liderliğindeki hükümetin sağlık yetkilileri, "Ambulans ve sivil savunma ekipleri şu anda ulaşamadığı için çok sayıda kurban enkaz altında ve sokaklarda kalıyor," diye ekledi. Sağlık yetkilileri, yaklaşık 2.500 cesedin ulaşılması zor bölgelerde kaldığını tahmin ediyor.

Bu rakama , pazar sabahından bu yana İsrail'in bölgenin çeşitli bölgelerine yönelik yeniden düzenlediği bombalamalarda hayatını kaybeden en az 43 Gazzeli de eklendi.

AFP , Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampının kuzeybatısındaki bir su dağıtım noktasına düzenlenen saldırıda 10'u çocuk en az 20 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail ordusu, Efe'ye saldırının Gazze'nin merkezindeki bir İslami Cihat "teröristini" hedef aldığını, ancak teknik bir arıza nedeniyle merminin "hedeften onlarca metre uzağa" saptığını bildirdi . Ayrıca olası sivil kayıplarına ilişkin raporları araştırdıklarını da ekledi.

Wafa ayrıca, Nuseyrat'ın batısındaki El Arbid ailesinin evine düzenlenen bombalı saldırıda on kişinin, daha kuzeydeki Gazze Şehri'nde altı kişinin ve güneydeki El Mawasi'de yerlerinden edilmiş kişiler kampına düzenlenen saldırıda üç kişinin daha öldüğünü bildirdi.

İsrail ordusu bu saldırılara doğrudan bir yanıt vermedi ancak Pazar günü yaptığı açıklamada, son günde "Gazze Şeridi genelinde 150'den fazla terör hedefine saldırdıklarını" söyledi.

AFP'nin resmi kaynaklara dayandırdığı sayıma göre, Filistinli İslamcı Hamas hareketinin güney İsrail'de gerçekleştirdiği sürpriz saldırıda çoğunluğu sivil olmak üzere İsrail tarafında 1.219 kişi hayatını kaybetti ve çatışmalar 21 ay önce başladı.

İslamcılar aynı gün 251 kişiyi daha kaçırdı. 49 kişi Gazze'de rehin tutulurken, 27'si ordu tarafından ölü ilan edildi.

İsrail daha sonra rehineleri kurtarmak ve Hamas tehdidini tamamen ortadan kaldırmak için askeri bir saldırı başlattı ve bu amaçla Gazze Şeridi'ni tamamen kuşattı.

İnsani durum felaket düzeyinde ve iki milyondan fazla nüfusu olan bölgenin büyük çoğunluğu birden fazla kez göç etmek zorunda kaldı.

İsrail ve Hamas heyetleri, son çare olarak ateşkes müzakereleri kapsamında geçen pazar günü Katar'ın başkenti Doha'da görüşmelere başladı .

ABD Başkanı Donald Trump, her iki tarafa da anlaşmaya varmaları yönünde baskı yapıyor.

Ancak Filistinli bir kaynak AFP'ye yaptığı açıklamada, ABD, Mısır ve Katar'ın arabuluculuğunda yürütülen müzakerelerin, İsrail'in bölgeden çekilmeyi reddetmesi nedeniyle "karmaşık engeller ve zorluklarla" karşılaştığını söyledi.

Bu kaynak, İsrail'in "Gazze Şeridi'nin yüzde 40'ından fazlasında güçlerinin bulundurulmasını" öngören haritaya bağlı kalmakta "ısrar ettiğini" vurguladı.

Öğleden sonra bir İsrailli yetkili, Hamas'ı "taviz vermeyi reddetmekle" ve "müzakereleri sabote etmeyi amaçlayan psikolojik savaş" yürütmekle suçladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, son günlerde ülkesinin bu savaşla Gazze'deki rehineleri kurtarmayı, Hamas'ın askeri ve idari kapasitesini yok etmeyi ve Filistin İslamcı hareketini Gazze'den kovmayı hedeflediğini bir kez daha vurguladı.

Netanyahu haftalar önce Filistin topraklarının kontrolünü ele geçirmek istediğini iddia etmişti.

AFP'ye konuşan bir diğer Filistinli kaynak, "Hamas, İsrail güçlerinin 2 Mart 2025'ten sonra Gazze Şeridi'nde İsrail tarafından ele geçirilen tüm bölgelerden tamamen çekilmesini talep ediyor" dedi ve İsrail'i "imha savaşını sürdürmek amacıyla anlaşmayı geciktirmek ve engellemekle" suçladı.

Ancak insani yardım ve İsrail'deki Filistinli tutsaklarla rehinelerin takası gibi konularda "ilerleme" kaydedildiğini bildirdi.

Bu arada Filistin topraklarındaki insani durumun daha da kötüleşme tehlikesi bulunuyor.

BM'nin yedi kuruluşu Cumartesi günü yayınladıkları ortak açıklamada , Gazze'deki yakıt sıkıntısının "kritik seviyelere" ulaştığı ve "açlığın eşiğindeki bir halk için yeni ve dayanılmaz bir yük" oluşturabileceği uyarısında bulundu.