İklim Değişikliği: STK'lar ve Vatandaşlar Fransız Devletine Saldırıyor ve Onu Daha Güçlü ve Hızlı Hareket Etmeye Zorluyor

Çevre koruma dernekleri ve etkilenen vatandaşlar, 25 Haziran Çarşamba günü, hükümetin iklim değişikliğine uyum politikasını güçlendirmesi için Danıştay'a itirazda bulunduklarını duyurdu.

Greenpeace, Notre Affaire à Tous ve Oxfam gibi STK'lar, "Yüzyılın Davası" nda Devleti iklim eylemsizliği nedeniyle kınamıştı ve Nisan ayının başında hükümete daha iddialı önlemler almasını talep eden bir ön talepte bulunmuştu. Avukatları Cléo Moreno daha sonra "Bu, AB'de bir Devletin sakinleri tarafından vatandaşlarını iklim değişikliğine karşı korumak zorunda olduğu gerçeği nedeniyle saldırıya uğradığı ilk sefer" diye vurgulamıştı.

Yasal işlem için ön koşul olan bu yaklaşım, hükümetin Mart ayında Fransa'da yüzyılın sonuna kadar 4°C'lik bir ısınma yaşanması durumunda ulaşım, enerji altyapısı ve tarımı buna hazırlamayı amaçlayan Üçüncü Ulusal İklim Değişikliğine Uyum Planı'nı (PNACC) sunmasına yanıt olarak ortaya çıktı.

Dernekler ve günlük yaşamlarında iklim değişikliğinin etkilerinin (kil tabakasının büzülmesi ve şişmesi sonucu evlerinde oluşan çatlaklar, kuraklık sonrası su kesintileri, tekrarlayan seller vb.) mağduru olan 11 vatandaş başvuru sahibi için bu plan, hem açıklanan tedbirler hem de finansmanı açısından "son derece yetersiz" kalmaya devam ediyor.

"Hükümetin iddialı ve adil bir uyarlamanın aciliyetine yanıt vermek için iki ayı vardı. (...) Fakat sessizliği ve eylemsizliği seçti," diye duyurdular bir basın açıklamasında.

Pnacc "hala bağlayıcı bir çerçeveye sahip değil ve hala iklim değişikliğinin sonuçları karşısında toplumsal ve bölgesel eşitsizlikleri hesaba katmıyor. (…) [Bunun] revize edilmesini ve ayrıca Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile derhal bir diyalog başlatmak için bir toplantı yapılmasını talep ediyoruz."

Hukuki başvurunun , "Anayasa metinlerinden, özellikle Çevre Şartı'ndan çıkarılan, Devlete düşen genel uyum yükümlülüğü" ve "Avrupa İklim Hukuku" olarak bilinen 30 Haziran 2021 tarihli yönetmeliğin 5. maddesi gibi Avrupa hukukundan kaynaklandığı açıklanmaktadır.