Stonehouse: Milletvekili, Aşık ve Casus: Çok Fazla Yalan Söyleyen Adam
Matthew Macfadyen "Stonehouse: MP, Lover and Spy" filminde © BANIJAY RIGHTS -ARTE
İyi kurgulanmış üç bölüm bizi mutlu etmeye yetecekken, neden altı, sekiz veya on bölümlük uzun diziler yapalım ki? Bu, bu şaşırtıcı televizyon nesnesinin derslerinden biri. Diğer, apaçık ortada olan ise, başrol oyuncusu Matthew Macfadyen'ın, " Succession" dizisinin merkezindeki Roy ailesinin figüranı Tom rolüyle dünyaya tanıtılması ve günümüzün seçkin oyuncuları arasındaki yerini sağlamlaştırmasıdır.
Örnek bir ustalıkla, bir başka sosyal tırmanıcıyı, ama bu sefer gerçekten yaşamış birini canlandırıyor: İngiliz Milletvekili John Stonehouse. Klasik bir yapıya sahip olan mini dizi, 1970'lerin dar görüşlü Birleşik Krallığı'nda talihsizlikleri manşetlere taşınan bu İşçi Partisi üyesinin yükselişini ve düşüşünü anlatıyor.
Bir siyasi sınıfın uçurumu...Ve haklı bir sebebi var: Önce Çekoslovakya hükümetine gizli bilgi satmakla, ardından denizde kaybolduğunu iddia etmekle suçlandı ve ardından Avustralya'da canlı olarak görüldü. Yıllarca ailesini, medyayı, partisini ve dönemin başbakanını kandırabilen bu sahte saf karakteri canlandıran Matthew Macfadyen, beceriksiz örnek bir çalışandan baştan çıkarıcıya, sakardan stratejiste veya patolojik bir yalancıya dönüşen esnek bir performans sergiliyor...
Bu bağlamda, bazen merhum İngiliz aktör Peter Sellers'ı ve her zaman ip üstünde yürüyen komedi sanatını hatırlatıyor. Üç bölüm de son derece eğlenceli olsa da, patolojik yalancıdan suçluya dönüşen Romand olayı veya sayısız uydurmadan suçlu bulunan Amerikalı Cumhuriyetçi seçilmiş yetkili George Santos'un profili gibi başka anıları da çağrıştırıyor.
Özünde, bu John Stonehouse, temsilcilerinin gerçekte nelerden yapıldığını incelemek yerine oylarını saymakla meşgul bir siyasi sınıfın uçurumundan da bahsediyor. Bu durumda, soyadının ima ettiğinin aksine, taş değil, kırılgan bir ağaç, çürümüş tahtalar söz konusu.
Le Nouvel Observateur