Süper Dadı Jo Frost, kendisini öldürebilecek az bilinen sağlık sorununu açıkladı: 'Yüzüme dolu bir silah dayamak kadar kötü'

Süper Dadı Jo Frost, ölümcül bir tıbbi rahatsızlıkla yaşadığını söyledi ve birçok kez ölümün eşiğinden döndüğünü ima etti.

2000'li yılların başında Supernanny adlı ebeveynlik programını sunarak tanınan ve daha sonra birçok yan dizide sunuculuk yapan 55 yaşındaki isim, sağlık sorunları hakkında pek konuşmuyor.

Ancak dün, 843.000 Instagram takipçisiyle paylaştığı bir videoda Bayan Frost, vücudun yiyeceklere, ilaçlara veya böcek sokmalarına karşı aşırı alerjik reaksiyonlar göstermesi anlamına gelen anafilaksi hakkında daha fazla bilgi paylaştı.

Tedavisi mümkün olmayan bu durum, vücudun yabancı organizmaya saniyeler içinde tepki vermesi nedeniyle yaşamı tehdit ediyor. Anafilaktik reaksiyonun (anafilaktik şok olarak da bilinir) yaygın belirtileri arasında dilin ve boğazın şişmesi, nefes alamama, bayılma ve zihinsel karışıklık yer alıyor.

Anafilaksi hastası olan kişiler, alerjik reaksiyonları yavaşlatabilen veya durdurabilen antikorlarla dolu önceden doldurulmuş bir enjeksiyon olan EpiPen'i her zaman yanlarında taşımalıdır.

Duygusal ve sert ifadelerin kullanıldığı klipte konuşan Frost, hayatını tehdit eden alerjik reaksiyonları birkaç kez yaşadığını açıkladı.

Tüm kuruyemişlere, yer fıstığına, kabuklu deniz hayvanlarına ve çavdar ekmeğine alerjisi var ve tütün, hava koşullarındaki ani değişiklikler, polen, güçlü ev temizlik ürünleri, küf, hayvan kepeği, bazı 'çok çiçeksi' parfümler ve zambakların tetiklediği astım hastalığı var.

Frost, "Bazı yiyeceklere karşı vücudumda korkunç hasarlar bırakan ve hastaneye yatırılmama neden olan anafilaksi denilen hayati tehlike arz eden bir tıbbi rahatsızlığım var" dedi .

'Şu anda ayrıntılarına girebileceğimden daha fazla anafilaktik şok atlattım.'

Ve anafilaktik şokun ne kadar hayati tehlike arz edebileceğini vurgulayarak şöyle dedi: 'Bu tıbbi durumun ciddiyetini görmezden gelirseniz, bu yüzüme dolu bir silah dayamak kadar kötüdür.'

Frost , aşırı alerjik reaksiyon göstermeyen insanlardan yeterli şefkat, eğitim ve empati görmeden, 'temkinli ve endişeli bir şekilde yaşayan' 'milyonlarca' insandan biri olduğunu söyledi.

Kendisi ve şüphesiz diğer hastaların, alerjileri ciddiye almayan başkaları nedeniyle vücutlarına aldıkları şeyler konusunda tam sorumluluk almak zorunda hissettiklerini belirten uzman, 'tembel' restoran çalışanlarını ve üretim yöntemleri konusunda şeffaf olmayan büyük gıda şirketlerini eleştirdi.

'Sağlık durumumdan dolayı hiçbir pişmanlığım yok. Bunu ben istemedim ve bu durum benim kim olduğumu ve dünyada günlük olarak yarattığım etkiyi tanımlamıyor,' dedi.

'Ama bu, günlük hayatımı nasıl yaşadığımı etkiliyor. Aldığım önlemler, bir restoranda ne hakkında konuştuğunuzu bilip bilmediğinizi ya da sadece doğaçlama yaptığınızı anlamak için aşırı dikkatli bir şekilde harcamam gereken enerji gibi. Çünkü mutfağın arkasına gidip şefe gerçekten sorma zahmetine giremiyorsunuz.'

Ayrıca, ürünlerine "içerebilir" etiketi koyarak 'yasal olarak sorumluluktan kaçan ve kendi açgözlülüğünü benim güvenliğimin önüne koyan' gıda üreticilerini de sert bir dille eleştirdi.

'Bu, sağlık ve güvenlik standartlarını dahil etmenizin benim için değil, sadece anafilaksi olmayan insanlar için geçerli olduğu anlamına geliyor,' dedi.

'Bu arada, çölyak hastalığı olanlar adına da konuşuyorum, çünkü hepimiz geçici heveslerle beslenenlerden değiliz, özel muamele görmek istemiyorum. Az önce başkalarına gösterdiğiniz saygı ve özenle muamele görmek istiyorum.'

Çölyak hastalığı , vücudunuzun sağlıklı hücreleri yabancı olarak algılayıp, vücudunuzu 'korumak' için antikorlar göndermesiyle ortaya çıkan genetik bir otoimmün hastalıktır.

Çölyak hastalığı olan bir kişide, vücut glutenin sisteme girmesine karşı bir bağışıklık tepkisi tetikler.

Bu süreçte bağırsakların iç yüzeyine zarar veren ve mideyle ilgili olmayan pek çok rahatsız edici semptoma yol açabilen antikorlar salgılanır.

Bayan Frost, tutkulu yazısını, işletmeleri çalışanlarının eğitimini iyileştirmeye ve gıda şirketlerinin genel olarak herkesin hastalanma veya ölme korkusu olmadan keyif alabileceği ürünler üretmede daha iyi performans göstermeleri yönünde teşvik ederek tamamladı.

'Sizin gevezeliklerinize, pasif agresif yorumlarınıza veya cehaletinize ihtiyacım yok, sadece öğrenmeye istekli olmanız gerekiyor' dedi.

'Çalışanlarınızı eğitin, politikalarınızı, menülerinizi, çalışma alanlarınızı, okul eğitimlerinizi, herkes için etkinlik alanlarınızı değiştirin, bu dünyada gerçekten hepimizin olan çocukları savunun ve birbirimize karşı empati ve anlayış gösterin.'

2012 yılında ABD'li Allergic Living dergisine alerjileri nedeniyle hastaneye kaldırıldığını söylemişti.

'Başıma gelen en kötü olay birkaç gün hastanede kalmama ve tansiyonumun çok düşmesine neden oldu. [Bu olay üç yıl önce, bir restoranda yediğim yemekten sonra yaşandı.]

'Bana çok emin bir şekilde, belirli bir yemekte fındık olmadığı söylenmişti ve vardı. Beni bir daha asla aynı yerde bırakmadı.'

Bu deneyimin kendisini dışarıda yemek yeme konusunda çok daha temkinli hale getirdiğini de sözlerine ekledi.

'Değişen şey, tam olarak bilgi sahibi olmayanlara güvenme yeteneğim. Satır aralarını okumak zorundasınız. Bir restoranda, "Öyle düşünüyorum" derlerse, bu "Biliyorum" anlamına gelmez,' dedi.

'Şimdi bir restoranda, 'Emin misiniz?' ve 'Şefle görüşebilir miyim?' diye soruyorum çünkü hayatımın kontrolünü elimde tutmam ve hayatımdan sorumlu olmam gerekiyor, bu yüzden bunu yapmak için gerekeni yapacağım.'

Supernanny filminin çekimleri sırasında alerjik reaksiyona neden olabilecek tüm yiyeceklerin ve evcil hayvanların aile evinden çıkarıldığını ve çekimler başlamadan önce evin çok derinlemesine temizlendiğini de sözlerine ekledi.

Bayan Frost şunları ekledi: "Kendimi bir acı çeken olarak görmüyorum. Sadece yapamayacağım bazı şeyler olduğunu biliyorum. Mesela ata binmeyi çok isterdim ama yapamıyorum; ölüm kalım meselesi. Yani yapabileceğiniz ve yapamayacağınız şeyler var. Mesela su kayağı yapıyorum, bisiklete biniyorum, bu tarz şeyler."