İbrahimoviç: Walker'ın ziyareti 'inanılmaz'. Bir ajan olmayı 'düşündüm'

Ibrahimovic, GQ Italia'ya verdiği röportajda , özellikle saha içi ve saha dışındaki kariyeri hakkında konuştu ve Milan sahibi Cardinale'nin kulübün başına 'doğru insanları' getirdiğini söyledi.

Eski forvet, RedBird Danışmanı olmadan önce futbol menajeri olma şansının olduğunu da sözlerine ekledi.

"Ben büyük zorlukları seven biriyim. Bir şey yapacağım zaman bunun çok büyük olması gerekiyor. Yoksa adrenalini, baskıyı hissetmiyorum. Ve baskıya ihtiyacım var" dedi.

"Normal şeyleri sevmiyorum. İlk başta hayır, ilgilenmiyorum dedim. Ayrıca, menajerim Mino Raiola birkaç yıl önce vefat ettiğinde, onun şirketine girme ve menajer olma fırsatım oldu. Bunu düşündüm. Ve Gerry'ye açıkça söyledim: Dedim ki, dinle, benim bu fırsatım var ve ayrıca bana teklif ettiğin fırsat da var ama aslında. Ben de istemiyorum.

"O an hayatım gayet güzeldi. Kimseye bağımlı kalmadım. Takip edilecek bir program yok. Saat yedide çalar saat yok. Tek planım iki ninjayım, iki çocuğum ve Helena'ydı. Ve tabii ki evdeki hayat, antrenmanlar.”

Ancak Cardinale sonunda Ibra'yı ikna etti ve Aralık 2023'te resmen RedBird tarafından işe alındı.

"Dengemi korumaya çalışıyorum ve strese girmiyorum" diye ekledi.

"Çünkü bu işte, Casa Milan'da, duvara çarpana kadar stresli olduğunuzu fark etmiyorsunuz. Ve bu gerçekleştiğinde çok geç olabilir. Bu yüzden her şeyi dengelemeye çalışıyorum. Mesela benim bir ofisim yok. Bana bir tane vermek istediler ama ben istemedim. Bir masa etkinliğin kanıtı değildir. Benim için önemli olan, gerekeni yapmak için tüm çabamı ortaya koymaktır. İşte bu kadar. İster Casa Milan'da olsun, ister Milanello'da.

"Oyuncu olarak stresliysem, sinirliysem veya bir şeyler yolunda gitmiyorsa iki saat spor salonuna giderdim. Bugün bile elimden geldiğince her gün antrenman yapmaya çalışıyorum. Öfkeyi boşaltmak, enerjiyi dışarı atmak. Bir şey yolunda gitmiyorsa, bir şey çalışmıyorsa şöyle derdim: Antrenman yapıyorum, antrenmanda acı çekiyorum. Çünkü ben acı çekmeyi seviyorum. Kafamda her şey açık: Zirveye ulaşmak istiyorsan, acı çekmelisin.”

İbrahimoviç, herkesin kendini takımın bir parçası olarak hissetmesini istediğini söyledi.

"Benim için en önemli şey bu iki dünyayı birleştirme fikri, çünkü Milanello'daki takım ve Casa Milan'daki kulüp yok. Tek bir şey var, sadece Milano var. Ve ben bu dünyaları birleştirmek istiyorum.

"Biz böyle çalışıyoruz. Yeni bir oyuncu mu geliyor? O da benimle geliyor. Bana diyorlar ki: Ibra, Walker'ın Casa Milan'ı ziyaret etmesi güzel olurdu. Ben diyorum ki: Merak etmeyin, her katı dolaşıp herkesi selamlayacak. O yapacak. Ve yaptı. İnanılmazdı. Böylece sistemin bütününü görüyor: İşi, pazarlamayı, ekibi, personeli. Herkes bir arada.

“Riyad'da Süper Kupa'yı kazandığımızda ve sahada kutlama yaparken adamlarıma söylediğim ilk şey şuydu: Geri döndüğümüzde kupayı Casa Milan'a getireceğiz. Herkesle fotoğraf çektiriyoruz. Çünkü bu kupayı görmek sadece oyuncuların değil herkesin hakkı. Ve herkes derken, herkesi kastediyorum. Sadece masörler veya fizyoterapistler değil, tüm Milano, tüm ticari personel, herkes. En önemlisi budur. İşte bu yüzden sloganımız Birlikte Kazanmak.”