Dil Seçin

Turkish

Down Icon

Ülke Seçin

Mexico

Down Icon

Güvenlik ve gizlilik arasındaki ikilem

Güvenlik ve gizlilik arasındaki ikilem

Organize suç artık sadece ateşli silahlar kullanmıyor. Artık kripto para birimleri, şifreleme ve anonim ağlar kullanarak iz bırakmadan para ticareti, gaspı ve kara para aklama faaliyetleri yürütüyor. Bu durum karşısında, Meksika hükümeti de dahil olmak üzere birçok hükümet, yüksek bir bedel ödeyerek, yani vatandaş mahremiyeti pahasına bile olsa, teknolojik ve yasal kapasitelerini güçlendirmeyi tercih etti.

Meksika'da Kongre, kişisel veri koruma yasalarında değişiklikler, biyometrik CURP'nin (Para Birimi Kimlik Numarası) yürürlüğe girmesi, Telekomünikasyon Yasası'nda düzenlemeler ve Kara Para Aklamayla Mücadele Yasası'nda değişiklikler içeren bir reform paketini yakın zamanda onayladı. Kağıt üzerinde amaç, birçok savcılıktan daha donanımlı olan kartellerle mücadele etmek için devleti modernize etmektir. Kağıt üzerinde amaç, prosedürleri kolaylaştırmak, kayıp şahısların aranmasını desteklemek ve yolsuzlukla mücadele etmektir.

Bu konuda Cumhurbaşkanı Claudia Sheinbaum, biyometrik verilerin kullanımının gönüllülük esasına dayalı olacağını ve telefon görüşmelerinin dinlenmesinin mahkeme kararı gerektireceğini vurguladı. Ancak iki özerk kurum olan Ulusal İstatistik ve Nüfus Sayımı Enstitüsü (INAI) ve IFT'nin ortadan kalkması, denetim mekanizmaları konusunda endişelere yol açtı. Güven yalnızca beyanlarla değil, istisnai durumlarda bile gücü sınırlayabilen kurumlar aracılığıyla inşa edilir.

Ve bu endişenin sebepleri var. Meksika devleti 1970'lerden beri casusluğa başvurdu: önce telefon görüşmelerini ve mektupları dinleyerek, ardından e-postaları dinleyerek ve daha sonra Pegasus gibi araçları kullanarak. Peña Nieto ve López Obrador yönetimleri sırasında, bu yazılımın gazetecilere ve insan hakları savunucularına karşı kullanıldığı belgelendi. Bugün ise yazılım hala Ordu'nun elinde ve başka suistimallere dair bir kanıt olmasa da, devre dışı bırakıldığına dair bir garanti de yok.

Yeni reformlar temel kuralları değiştiriyor. Kişisel verilerin kullanımına ilişkin onay artık zımni. Gizlilik bildirimleri artık vatandaşların ARCO (Erişim, Düzeltme, İptal ve Muhalefet) haklarını açıkça belirtmiyor. Dahası, Llave MX gibi platformlar, hassas biyometrik bilgileri, kullanımını denetleyen bağımsız kurumlar olmadan tek bir yerde topluyor. 2015 yılında seçmen kütüğü verilerinin yayılmasında da görüldüğü gibi, herhangi bir sızıntı veya kötüye kullanım yıkıcı etkilere yol açabilir.

Reformlara ihtiyaç var mı? Kesinlikle. Organize suç, etkili hukuki müdahaleler gerektiriyor. Ancak asıl zorluk, bunu hakları zayıflatmadan yapabilmek. Tarih, sıkı denetimler olmadan gücün kolayca başka yöne çevrilebileceğini gösteriyor. Güvenlik ve özgürlük arasındaki denge yalnızca niyetlere değil, net sınırlara da dayanıyor. Bu noktada, hakların ihlal edilmeyeceğini söylemek yeterli değil; kurumsal garantiler, dış denetimler, şikayet mekanizmaları ve aktif şeffaflık gerekiyor.

İkilem gerçek: Kendimizi daha güvende hissetmek için ne kadar mahremiyetten vazgeçmeye razıyız? Cevap, ikili bir riskin farkına varmaktan başlamalı: Bir yanda organize suç; diğer yanda ise denetimsiz bir devletin cazibesi. Mahremiyeti savunmak, adaleti engellemek değil, onu meşru kılan şeyi korumaktır. Çünkü mahremiyet olmadan tam vatandaşlık olmaz ve iktidarın sınırları olmadan her faydalı araç, vicdansız yetkililerin elinde tehlikeli hale gelebilir.

Facebook: Eduardo J Ruiz-Healy

Instagram: ruizhealy

Web sitesi: ruizhealytimes.com

Eleconomista

Eleconomista

Benzer Haberler

Tüm Haberler
Animated ArrowAnimated ArrowAnimated Arrow