Kırmızı alarm: Petrol fiyatları yükseliyor, ekonomiyi dondurmakla tehdit ediyor

İran'a yapılan saldırı finansal bir paniğe yol açtı: Petrol fiyatları yükseliyor ve enflasyon geri dönme tehlikesiyle karşı karşıya. Hayatınız ve cüzdanınız üzerindeki doğrudan etkiyi keşfedin.
ABD'nin İran'a saldırısı küresel finans piyasalarında bir panik dalgası yarattı. Petrol fiyatları fırladı ve Avrupa'nın kırılgan ekonomik toparlanmasını engelleyebilecek yeni bir enflasyon dalgası korkularını yeniden alevlendirdi.
Orta Doğu'daki askeri tırmanışa piyasanın tepkisi ani ve acımasız oldu. Jeopolitik belirsizlik yaygın bir riskten kaçınmaya dönüştü, ancak en doğrudan ve endişe verici etki küresel ekonominin can damarı olan enerji piyasasında hissedildi.
Ateşteki Petrol: 130 Doların Hayaleti
Birkaç saat içinde ham petrol fiyatları fırladı. Uluslararası kıstas olan Brent ham petrolü, 2022'den bu yana en büyük günlük sıçramasını kaydederek varil başına 74 dolar sınırını çok aştı. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kıstas olan West Texas Intermediate (WTI) da benzer bir yol izledi.
Analistler bunun sadece bir başlangıç olabileceği konusunda uyarıyor. Saldırı sadece önemli bir petrol üretim bölgesini etkilemiyor, aynı zamanda dünya petrol akışının beşte birinin geçtiği hayati bir geçiş noktası olan Hürmüz Boğazı'nı da riske atıyor. Ayrıca, Güney Pars gaz sahası gibi enerji altyapısına doğrudan saldırılar bildirildi.
> Oxford Economics'in bir analizinde, "En kötü senaryoda, küresel petrol fiyatları varil başına 130 dolara fırlayacak ve bu da ABD enflasyonunu bu yıl neredeyse %6'ya taşıyacak" deniyor. Bu senaryonun Avrupa için de yıkıcı sonuçları olacak.
>
ECB'nin İkilemi: Dondurulmuş Faiz Oranları
Bu petrol şoku Avrupa Merkez Bankası (ECB) için daha kötü bir zamanda gelemezdi. Para politikası için acil sonuç açıktır: yakın bir faiz oranı indirimi planları en azından askıya alındı.
Saldırıdan hemen önce, ECB Haziran ayında ilk faiz indirimini yapmaya hazırlanıyordu, enflasyonun nihayet kontrol altına alındığına inanıyordu. Şimdi, merkez bankası durgunluk enflasyonu olarak bilinen bir kabus senaryosuyla karşı karşıya: ekonomik durgunluk ve artan enflasyonun birleşimi.
Bu durum ECB'yi yeni enflasyonist baskıyla mücadele etmek için daha uzun süre yüksek faiz oranlarını korumaya zorluyor. Bunun vatandaşlar ve işletmeler için doğrudan sonuçları var:
* Daha pahalı ipotekler: Çoğu değişken faizli ipotek için referans faiz oranı olan Euribor yüksek kalmaya devam edecek ve bu durum ipotek ödemelerindeki düşüşü yavaşlatacak.
* Sınırlı kredi: İşletmeler ve haneler için finansmana erişim pahalı ve zor olmaya devam edecek, bu da yatırım ve tüketimi engelleyecektir.
* Daha yavaş büyüme: Küresel belirsizlik ortamında sıkı para politikası, Avro Bölgesi'ni yeniden resesyona itme tehlikesi taşıyor.
'Küresel Euro' İçin Bir Fırsat mı?
Krizin ortasında bazıları stratejik bir fırsat görüyor. ECB Başkanı Christine Lagarde, ABD'nin dengesiz politikalarının neden olduğu istikrarsızlığın "küresel bir avro"yu teşvik etme zamanı olabileceğini öne sürdü.
Mantık şu ki, ABD doları Washington'un politik oynaklığına tabi olduğundan, diğer ülkeler euro'ya sığınabilir. Bu amaçla, Lagarde AB'nin daha fazla ortak borç çıkarması gerektiğini, örneğin savunmayı finanse etmek için, böylece ABD Hazine bonolarıyla rekabet edebilecek daha fazla euro cinsinden "güvenli varlık" yaratması gerektiğini öne sürüyor.
Ancak bu uzun vadeli bir bakış açısıdır. Kısa vadede, gerçek şu ki İran'a yapılan saldırı Avrupa ekonomisi için potansiyel bir aşağı doğru sarmal başlattı. Jeopolitik istikrarsızlık enflasyonu körüklüyor, kısıtlayıcı bir para politikasının devam etmesini zorluyor, bu da büyümeyi engelliyor ve kıtayı gelecekteki krizlere karşı daha da savunmasız hale getiriyor. Merkez bankalarının kendilerinin uyardığı "yeni istikrarsızlık dönemi" gelmiş gibi görünüyor.
La Verdad Yucatán