Maske, kronik böbrek hastalığını sadece nefes alarak tespit ediyor.

Roma Tor Vergata Üniversitesi'ndeki araştırmacılar , yalnızca hastanın nefesini analiz ederek kronik böbrek hastalığını (KBH) tespit edebilen özel bir cerrahi maske geliştirdiler.

Çalışmanın sonuçları ACS Sensors adlı bilimsel dergide yayımlandı ve bu teknolojinin CKD'nin erken teşhisini ve noninvaziv takibini kolaylaştırabileceğini öne sürüyor.

Kronik böbrek hastalığı nedir?

Kronik böbrek hastalığı, böbreklerin vücuttaki metabolik atıkları filtreleme yeteneğini giderek kaybetmesiyle ortaya çıkar. Guadalajara Sivil Hastanesi'ne göre , Meksika nüfusunun yaklaşık %11'inin bu hastalıktan muzdarip olduğu tahmin ediliyor ve Meksika, diyalize ihtiyaç duyan kişi sayısında lider konumda. Birçok vaka erken evrede belirgin belirtiler gösteremediğinden zamanında teşhis edilememektedir .

İlginizi çekebilir: Diyabet ve hipertansiyon, böbrek hasarının başlıca nedenleri

Günümüzde tanı, metabolitleri tespit etmek için kan ve idrar testleri yoluyla konuyor; ancak araştırmacılar, hastalığı tanımlamayı daha erişilebilir hale getiren ucuz, invaziv olmayan alternatifler arıyorlar.

Maske nasıl çalışır?

İtalyan ekibin geliştirdiği cihaz, tek kullanımlık maskenin katmanları arasına entegre edilmiş bir kimyasal sensör kullanıyor. Bu sensör, belirli gazlara duyarlı kimyasal bileşikler olan porfirinlerle modifiye edilmiş, iletken bir polimerle kaplanmış gümüş elektrotlardan oluşuyor.

Böbrek rahatsızlığı olan bir kişi nefes verdiğinde yüksek oranda amonyak ve etanol, propanol ve aseton gibi diğer uçucu bileşikleri serbest bırakır. Sensör bu gazlara tepki vererek elektriksel dirençte ölçülebilir bir değişim yaratıyor ve bu değişim daha sonra kablolu elektronik bir okuyucu tarafından analiz ediliyor.

Ekip, maskeyi 100 kişi üzerinde test etti; bunların yaklaşık yarısında kronik böbrek yetmezliği tanısı doğrulandı. Sensör, böbrek hastalığı olan hastaları vakaların %84'ünde (gerçek pozitif) ve hastalığı olmayan kişileri vakaların %88'inde (gerçek negatif) doğru bir şekilde tespit edebildi.

Araştırmacılar ayrıca toplanan verilerin, klinik yönetim ve tıbbi karar alma açısından önemli olan CKD ilerlemesinin evresinin tahmin edilmesine yardımcı olabileceğini belirtti.

Çalışmanın ortak yazarları Sergio Bernardini ve Annalisa Noce, “Bu teknolojinin uygulanmasının, hastalığın ilerlemesindeki değişikliklerin zamanında belirlenmesini kolaylaştırarak CKD'li hastaların yönetimini iyileştirmesi bekleniyor” dedi.

Geleneksel yöntemlere göre avantajları

Kimyasal sensörlerle donatılmış bir maskenin kullanılması, çeşitli avantajları olan bir seçenektir:

• Kan testlerinin aksine invaziv değildir.
• Laboratuvar testlerine göre ekonomiktir.
• Taşınabilir ve kullanımı kolaydır, klinik ortamların dışında bile kullanılabilir.
• Daha önce tanı almış hastalarda faydalı olup, sürekli izleme olanağı sağlar.

Sensör mevcut klinik yöntemlerin yerini almasa da, hızlı tarama aracı olarak veya CKD açısından yüksek risk taşıyan popülasyonlarda tarama programlarının bir parçası olarak kullanılabilir .

Çalışmanın, insan nefesine dayalı taşınabilir ve erken teşhis teknolojilerinin geliştirilmesinde çığır açıcı bir gelişme olduğu değerlendiriliyor.

Araştırmacılar, e-okuyucunun nihai ticarileşmesi için daha geniş ve çeşitli gruplarda daha fazla test yapılmasının yanı sıra e-okuyucunun minyatürleştirilmesinde iyileştirmelere ihtiyaç olduğunu belirtiyorlar.

Europa Press'ten gelen bilgilerle

bgpa