'Her şeyi denemeliyiz': Vanuatu elçisi iklim mücadelesini Uluslararası Adalet Divanı'na taşıdı

Ülkelere iklim değişikliği konusunda harekete geçmeleri için yalvarmaktan bıkan Vanuatu, Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) dava açarak baskıyı artırdı.
Lahey'deki BM mahkemesinin, hükümetlerin harekete geçme konusunda yasal bir yükümlülüğünün olup olmadığını bir danışma görüşüyle belirlemesi bekleniyor.
Bu çığır açıcı dava, Vanuatu Çevre Bakanı Ralph Regenvanu'ya belirleyici bir rol verdi ve kararın temmuz ayında açıklanması bekleniyor.
Bu röportaj, Fransa'nın Nice kentinde düzenlenen BM Okyanuslar Konferansı sırasında gerçekleştirildi.
S: Vanuatu neden UAD'ye başvurdu?
A: İklim değişikliği konusuna hukuki bir yaklaşım getirmenin gerekli olduğunu düşündük çünkü 30 yıldır devam eden UNFCCC (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) sürecinin yeterli olmadığını düşündük.
Sera gazı emisyonlarını azaltmayı kabul ettik. Son zamanlarda tarihin en yüksek seviyelerini kaydettik. İklim finansmanından bahsediyoruz ama parayı görmüyoruz.
Paris'te verilen taahhütler? Bunların bir etkisinin olduğunu görmedik.
Bu nedenle uluslararası hukukun bazı zorunluluklar getirmesini sağlayabilir miyiz diye bakmak istedik.
S: İşe yaradı mı?
A: ICJ'ye danışma görüşü talebi tarihi bir taleptir. BM Genel Kurulu'nun oybirliğiyle destek alan ilk danışma görüşü talebiydi. Hiçbir ülke buna karşı çıkmadı.
Bu aynı zamanda gençleri de harekete geçirdi. Artık iklim adaleti için küresel bir gençlik hareketi var ve burada [Nice'te] bunlardan birçoğu var.
Birçok ülke iklim değişikliği konusunda neler yaptıklarından bahsediyordu. Ancak mahkemeye gittiğimizde, söylediklerini yapmaya hazır olmadıkları çok açıktı. Bu da birçok ülkenin ikiyüzlülüğünü ortaya çıkardı.
S: Başkalarının hukuki yollara başvuracağını düşünüyor musunuz?
A: BM süreçlerinin dışında eylem alanımızı genişletmemiz gerekecek; mahkemelerde, bulabildiğimiz her türlü forumda gerçek iklim eylemi için baskı yapmak.
Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi'ne başvurduk ve danışma görüşü aldık.
Aynı konuda Uluslararası Adalet Divanı'ndan bir başka karar bekliyoruz: Devletlerin sera gazı emisyonlarını önleme yükümlülükleri ve bunu yapmamaları durumunda ortaya çıkacak sonuçlar.
Fiji ve Samoa ile birlikte, yeni bir ekolojik soykırım suçu yaratmak için Roma Statüsü'ne (Uluslararası Ceza Mahkemesi) bir değişiklik önergesi sunduk.
Birleşmiş Milletler Okyanuslar Konferansı da dahil olmak üzere tüm forumlarda en güçlü eylemi talep etmeye devam edeceğiz.
Elimizden geleni yapıyoruz, çünkü yaptıklarımız yeterli değil.
S: Sürekli hayal kırıklığı yaşıyorsanız neden devam ediyorsunuz?
A: İklim COP'larına katılmak çok moral bozucu bir deneyim. Örneğin geçen yıl Papua Yeni Gine bir daha katılmayacağını söyledi. Bunu tamamen anlayabiliyorum.
Sorun şu ki, masada olmadığımızda, menüdeyiz. Bu yüzden orada olmalıyız ki insanlar bizi görsün ve farkına varsınlar - ve umarım biraz farkındalıkları olsun - dünyada eylemleri sonucu yok olacak insanlar var.
S: Bu okyanus kubbesi neden önemli?
A: Okyanus bizi besledi. O bizim manevi yuvamız oldu. O bizim yolumuz oldu. O bizim kültürel mirasımızın, kimliğimizin temeli oldu. Var olduğumuz sürece, yani binlerce yıldır okyanusta hayatta kaldık.
Ve değişimi görüyoruz, bizi etkiliyor. İklim değişikliğini, sera gazı emisyonlarını ele almazsak ve küresel ısınmayı tersine çevirmek için ciddi adımlar atmazsak, ayrıca bizi her zaman ayakta tutan biyolojik çeşitliliği korumazsak, varlığımızın tehdit altında olacağını biliyoruz.
np/klm/jz/mb/yıl/aa
IstoÉ