Dünya genelinde işçi haklarının ağır şekilde ihlal edilmesinin baş sorumlusu bulundu

Yeni bir rapora göre Trump, küresel 'serbest düşüş' ortasında işçi haklarında tahribat yaratıyor Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu, dünya genelinde işçi haklarına ilişkin koşulların kötüleştiğini gösteren bir rapor yayınladı.

Dünyanın en büyük sendika federasyonu olan Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu'nun yayınladığı 2025 Küresel İşçi Hakları Endeksi'ne göre, işçi hakları her kıtada "serbest düşüşte".

Endeks, dünya çapında işçi hakları ve demokrasinin sıklıkla "aşırı sağcı politikacılar ve onların seçilmemiş milyarder destekçileri" tarafından saldırıya uğradığını belirtiyor. "ABD'de Donald Trump ve Elon Musk veya Arjantin'de Javier Miley ve Eduardo Eurnekian olsun, dünyanın dört bir yanında aynı adaletsizlik ve otoriterlik örüntüsünü görüyoruz."

ABD'de endekste, "Donald Trump yönetiminin işçilerin toplu işçi haklarına büyük bir darbe indirdiği ve politikayı şekillendirmek için sendika karşıtı milyarderleri işe aldığı" belirtiliyor.

The Guardian'ın haberine göre endekse göre bu eylemler arasında Ulaştırma Güvenlik İdaresi çalışanlarından 47.000'inin sendika korumalarının kaldırılması, çok sayıda federal çalışanın kamu hizmeti korumalarının geri alınması ve Ulusal Emek İlişkileri Kurulu'ndan bir üyenin işten çıkarılarak yeter sayı sağlanamaması yer alıyor.

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Luc Triangle, raporun Mart 2025'e kadar olan olayları kapsadığını, ancak ABD'deki eğilimlerin o tarihten bu yana kötüleşmeye devam ettiğini söyledi.

Trump yönetimi ayrıca Federal Arabuluculuk ve Uzlaştırma Servisi'nin personelini önemli ölçüde azalttı, Federal Çalışma İlişkileri Kurulu'nun bir yönetim kurulu üyesini işten çıkardı ve çoğu federal çalışanın toplu sözleşme haklarını ellerinden alan bir yürütme emri yayınladı.

Triangle, "Giderek daha fazla ülkede, demokratik olarak seçildiklerinde demokratik değerlere aykırı eylemlerde bulunan liderler seçiyoruz" diyor. “Birçok ülkede bu liderlerin ilk hedefi, ticarette ve işçi haklarında insan haklarına saldırmaktır, çünkü biz demokratik değerlerin en büyük savunucularıyız ve bu anlamda dünyanın en büyük toplumsal hareketi olarak onların en büyük muhalifleriyiz.”

The Guardian'ın haberine göre, dünyadaki beş bölgeden üçünde işçi hakları kötüleşirken, Amerika ve Avrupa, endeksin derlendiği 2014 yılından bu yana en kötü puanlarını aldı. Endekste incelenen 151 ülkeden sadece 7'si işçi hakları konusunda yüksek puan alırken, 2015'te bu sayı 18'di.

Ankete katılan ülkelerin yüzde 72'sinde işçilerin adalete erişimi kısıtlandı ve bu şimdiye kadar kaydedilen en kötü durum oldu. Ülkelerin yüzde 87'sinde grev hakkı, yüzde 80'inde ise toplu sözleşme hakkı ihlal edildi.

Rapora göre, işçiler için en kötü ülkeler Bangladeş, Belarus, Ekvador, Mısır, Esvatini, Myanmar, Nijerya, Filipinler, Tunus ve Türkiye olarak sıralanıyor.

Sadece üç ülkenin, Avustralya, Meksika ve Umman'ın, 2024'e kıyasla sıralamalarında iyileşme görüldü.

Triangle, bu politikacıları destekleyen milyarderlerin gölgeden çıktıkları ve milyarderlerin dünya çapında demokratik kurumlara yönelik gerçekleştirdiği ve işçi hakları koşullarının kötüleşmesine katkıda bulunan bir "darbe" sonucunda servetlerini ve toplumun önemli kesimleri üzerindeki kontrollerini artırdıkları konusunda uyarıyor.

Triangle, "Son dört veya beş yıldır Covid ve artan enflasyon nedeniyle insanlar satın alma gücünü kaybetti ve bu, aşırılıkçı partilerin, seçmenleri çalışan insanlar için hiçbir çözüm sunmayan aşırılıkçı partilere oy vermeye zorlaması için bir üreme alanı haline geldi" dedi.

Sendikalar Federasyonu, ABD'de Donald Trump ve Elon Musk'ın ve dünyanın dört bir yanındaki diğer milyarderler ve aşırı sağcı siyasi liderlerin kullandığı çerçeveye karşı demokrasi için kampanya yürütüyor: "Dünyanın en zengin beş kişisi son beş yılda servetlerini iki katından fazla artırırken, dünya nüfusunun %60'ı daha da fakirleşti. Silahlara neredeyse 3 trilyon dolar yatırım yapıyoruz ve bu dünyada adaletsiz bir vergilendirme var. Dolayısıyla çalışan insanlara gerçekten ihtiyaç duydukları şeyleri -iyi ücretler, daha fazla iş, haklar, sosyal koruma- vermek için para bulacaksak, bu bir siyasi tercih meselesidir."