Meyve ve sebzelerde yeni dönem: Tazelik artık bu kodla belli oluyor!

Birçok zincir market, sebze ve meyvelerin ambalajlarında yer alan son kullanma tarihi bilgisini kaldırdı. Ancak tüketiciler için ürünün ne kadar taze olduğunu anlamak mümkün. Ürünlerin üzerinde yer alan ve ilk bakışta dikkat çekmeyen bir harf-rakam kombinasyonu, bu konuda bilgi veriyor.
AMBALAJLARIN ÜZERİNE YER ALAN KODLARAmbalajların üzerinde yer alan kodlar, bir harf ve hemen ardından gelen iki rakamdan oluşuyor. Harf ayı, rakamlar ise günü temsil ediyor. Örneğin “J27” kodu 27 Ekim’i, “A12” kodu ise 12 Ocak’ı ifade ediyor. Bu sistem, ürünün toplandığı ya da paketlendiği tarihi belirtmek için kullanılıyor.
SİSTEMİN KAPSAMI SINIRLIBu kodlar yalnızca belirli zincir marketlerde ve genellikle önceden paketlenmiş ya da ithal edilen sebze ve meyvelerde kullanılıyor. Açık satılan ürünlerde veya pazardan alınan yerli üretim meyve-sebzelerde bu tür bir sistem uygulanmıyor. Kod bulunmaması, ürünün taze olmadığı anlamına gelmiyor. Uygulamanın, özellikle Birleşik Krallık’taki Asda, Tesco, Sainsbury’s ve Morrisons gibi market zincirlerinde aktif olduğu biliniyor. Türkiye’de benzer bir sistemin yaygın olup olmadığı market politikalarına göre değişkenlik gösterebilir. Tüketicilerin, alışveriş sırasında ambalaj üzerinde bu kodları kontrol etmesinde fayda var.
TAZELİĞİ ANLAMAK MÜMKÜNTazelik kodlarının dışında, uzmanlar sebze ve meyvelerde çürümeyi gösteren belirtiler konusunda da uyarıyor. Bu belirtiler fiziksel değişimlerle kendini gösteriyor ve dikkatli gözle kolayca anlaşılabiliyor. Sebzeler normalde olması gereken sertliğini kaybedip yumuşamaya başladığında, içe çökmüş bir yapı oluşuyorsa bu çürümeye işaret ediyor. Aynı şekilde, hoş olmayan bir koku –özellikle ekşi ya da çürük kokular– ürünün bozulduğunu açıkça gösteriyor.
Renk değişimi de önemli bir belirti olarak öne çıkıyor. Ürünün doğal renginden farklı olarak koyu, kahverengi veya siyah lekeler oluşmuşsa bu da bozulma sürecinin başladığını gösteriyor. Yeşil yapraklı sebzelerde sararma da çürümenin erken sinyallerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Ürün üzerinde beyaz, gri, mavi ya da yeşil renkte pamuksu lekeler varsa, bu durum küflenmenin göstergesidir. Küf, insan sağlığına zararlı toksinler barındırabileceği için bu tür ürünlerin kesinlikle tüketilmemesi gerekiyor. Lifli yapıda olan sebzelerde –örneğin marul, ıspanak, roka gibi– sümüksü ya da kaygan bir yüzey oluşmuşsa, bu da bozulmaya işaret eder. Aynı şekilde, ürün üzerinde küçük delikler, böcek ya da kurtçuk izleri bulunuyorsa, içten çürümüş olma olasılığı yüksektir.
SU KAYBI VE BURUŞMA DA BİRER İŞARETBazı meyvelerde zamanla oluşan kuruma ve buruşma da dikkat edilmesi gereken belirtiler arasında yer alıyor. Armut, elma ve üzüm gibi su oranı yüksek meyveler tazeliğini yitirdikçe elastikiyetini kaybediyor. Bu da artık ürünün ideal tüketim süresini geride bıraktığını gösteriyor. Ayrıca siyah ya da kahverengi lekeler, özellikle muz, çilek ve domates gibi meyvelerde çürümenin ilk aşamalarını yansıtıyor. Son olarak, domates, karpuz ve kavun gibi ürünler bekledikçe içindeki sıvıyı dışarı salıyorsa bu durum da bozulmanın başladığını gösteriyor.
KOD SİSTEMİ TÜM ÜRÜNLERDE YOKTüketicilerin dikkat etmesi gereken önemli bir detay ise bu kod sisteminin her üründe yer almadığıdır. Kodlar yalnızca belirli marketlerin uyguladığı bir yöntem olup genellikle ithal ve paketli ürünlerde bulunur. Bu nedenle ambalajlarda kod yer almaması, üründe bir sorun olduğu anlamına gelmez. Kod sistemi, tüketiciye sadece tazeliği anlama konusunda ek bir kontrol imkânı sunar. Alışveriş sırasında ürünlerin fiziksel durumu da göz önünde bulundurulmalıdır.
Kaynak: Haber Merkezi
Egetelgraf