Selin Nakıpoğlu: Türkiye'de yargı eliyle yapılan siyasal hamleler her seferinde insanı ürpertiyor

Türkiye’de yargı eliyle yapılan siyasal hamleler çok uzun zamandır şaşırtmıyor ama yine de her seferinde insanı ürpertiyor. Umudun etkin pişmanlara bağlandığı İBB soruşturmasın da savunma da susturulmaya çalışılıyor.
Son örnek, Silivri’de tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun avukatının dün tutuklanması.
Avukat Mehmet Pehlivan’ın Ekrem İmamoğlu’nun avukatlığını yaptığı için tutuklanması, sadece bir bireyin özgürlüğünün gaspı değil; doğrudan savunma hakkına, dolayısıyla hukukun en temel ilkesine, adil yargılanma hakkına yönelik bir saldırı niteliğindedir.
Savunma makamı yani yargının eşit üç sacayağından biri olan avukat susturulduğunda aslında yurttaş susturulmuş olur çünkü avukat, bireyin devlete karşı elindeki tek kalkanıdır.
Bu tutuklama da o kalkanı hedef almaktadır. Kaldı ki Avukatlık Kanunu Madde 1’e göre, avukatlık kamu hizmetidir ve savunma hakkının kullanılmasıdır. Bu da avukata yönelik her hukuksuz müdahalenin savunma hakkına darbe olduğunu gösterir.
Bu saldırı ile; MÖ 3. yüzyıl Roma Hukuku Forum Dönemi’n den, MÖ 204 yılında Roma Senatosu’nun çıkardığı savunma hizmetlerinin var olduğunu ve meslek olarak kabul edildiğini gösteren Lex Cincia Yasası’ndan, Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde 529, 534 yılları arasında çıkarılan avukatlık mesleğinin tanımlandığı ‘Corpus Juris Civilis’ adlı derlemesinden de geriye düşmüş durumdayız.
Diken