Yapay Zeka ile İngilizce öğretiminin kapsayıcı bir vizyona sahip olması gerekir: British Council

Latin Amerika'nın dört bir yanından uzmanlar, yakın zamanda British Council'ın ana etkinliklerinden biri olan ve İngilizcenin ana dil olmadığı ülkelerdeki zorlukları ele alan New Directions LATAM 2025 Konferansı için Mexico City'de bir araya geldi.

British Council Meksika ve Karayipler Bölge Direktörü Darren Coyle, El Economista'ya verdiği röportajda, "İngilizce fırsatlar yaratıyor, bu yüzden öğretim ve değerlendirme biçimimizi geliştirmeye devam etmeliyiz. New Directions, uluslararası uzmanların kanıt ve çözümleri paylaştığı bir alan." diyor.

Özellikle dilin küresel önemi göz önüne alındığında zorlukların önemli olduğunu söyledi. British Council'ın "İngilizcenin Geleceği: Küresel Perspektifler" araştırmasına göre İngilizce 67 ülkede resmi dil ve en az 27 ülkede daha yaygın olarak konuşuluyor. Ayrıca bilimsel makalelerin %90'a varan kısmı ve internetteki içeriklerin yaklaşık %60'ı İngilizce olarak yayınlanıyor. Dolayısıyla bu alanda uzmanlaşmak, eğitime erişimin, istihdam edilebilirliğin artırılmasının ve yatırım çekilmesinin anahtarıdır.

Bu hedefe ulaşmanın zorlukları nelerdir?

Coyle, her şeyden önce çeşitli paydaşlar arasında diyaloğun önemli olduğunu, bu nedenle kamu politikası yapıcılarının, üniversite yöneticilerinin, Eğitim Bakanlığı yetkililerinin ve diğerlerinin bu tartışma forumuna katılımını memnuniyetle karşıladığını açıklıyor. Sadece İngilizce öğrenme ve değerlendirmede karşılaşılan zorlukların değil, aynı zamanda dilin çeşitli bağlamlarda üstlendiği işlevlerin de tartışıldığını sözlerine ekledi; Örneğin, farklı çalışma alanları, bilgi yayılımı, eğlence, network oluşturma, finans veya bilişsel gelişim gibi alanlar.

Bunu başarmak için, öğrenme ve öğretmede ve İngilizce geliştirmede teknolojiyi önemli bir faktör olarak benimsemek de önemlidir. "Yapay Zeka bize, yalnızca öğrenciler için değil aynı zamanda öğretim personeli için de öğretimin kişiselleştirilmesini destekleyebilecek birçok olanak sunuyor. Bu, idari yükleri azaltıyor ve onlara öğrencilerle daha fazla yüz yüze zaman sağlıyor ve ayrıca anında geri bildirim sağlıyor."

Belirlenen en umut verici faydalardan birinin, yapay zekanın, gerçek yaşam bağlamlarında kaygı ve pratik eksikliği nedeniyle genellikle ustalaşılması en zor olan sözlü becerileri geliştirme yeteneği olduğunu da ekliyor. Bu bağlamda British Council, öğrencilerin sanal çalışma toplantıları gibi gerçek senaryolarda pratik yapmalarına ve performanslarını iyileştirmek için anında, biçimlendirici ve faydalı geri bildirimler almalarına olanak tanıyan, çevrimiçi derslerine entegre edilmiş uyarlanabilir bir platform üzerinde kaydedilen ilerlemeyi sundu.

Yapay zeka öğretmenlerin yerini almıyor

Uzman, yapay zekanın istismar edilebileceği olasılıklara rağmen dikkatli olmamız ve İngilizce eğitiminde halihazırda var olan uçurumları daha da derinleştirme riskine girmememiz gerektiği konusunda uyarıyor. "Sadece belirli kişiler bu teknolojiye erişebiliyorsa ve onu nasıl kullanacaklarını biliyorsa, bu teknolojiye sahip olmayan diğer nüfus kesimlerinin geride kalma olasılığı çok yüksektir. Bu konuda çok konuşuldu ve bunun olmasını nasıl önleyebileceğimize dair örnekler verildi, ancak aynı zamanda önlemlere ihtiyaç duyulduğu, teknolojinin nasıl kullanılacağına dair bir tür etik kılavuza ihtiyaç duyulduğu konusunda da açıkça konuşuldu."

Bu bağlamda British Council, yapay zekanın yeni olanaklar altında nasıl kullanılabileceğine ilişkin değerlendirmeleri sürekli olarak hazırlıyor ve yayınlıyor. Yine "İngilizcenin Geleceği" adlı çalışmada, yapay zekadaki gelişmelere rağmen, bu teknolojinin öğretmenlerin yerini alması değil, onları desteklemesi gerektiği akılda tutularak, "bu nedenle onu etkili ve etik bir şekilde nasıl kullanacağınızı bilmenizin önemli olduğu" belirtiliyor.

Son olarak, özellikle ilköğretimde yüz yüze erken çocukluk eğitiminin önemli olduğunu ancak teknoloji kullanımının da ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. "Bu bir fikir birliğidir, özellikle de Meksika'da ve genel olarak Latin Amerika'da öğretmen kıtlığı göz önüne alındığında. Bugün, teknoloji bizi bunaltan bir sorunu ele alıyor."

Çeşitli bağlamlar

Konferansta işlenen bir diğer konu ise farklı öğrenme bağlamlarına bakmanın önemiydi. "Meksika'da ve hatta şehirler arasında, özellikle İspanyolca bilmeyen ancak ikinci dili İngilizce olan yerli halklar arasında bazıları var. Bu bizim bölgemizde oluyor ve bundan bahsedilmesi gerekiyor." Başka bir örnek ise, "ülkenin sosyal ve ekonomik zorluklarına rağmen, İngilizce değerlendirmesi konusunda daha uyumlu ve tekdüze politikalar oluşturmak açısından çok önemli girişimlerde bulunan Küba'dır. Örneğin, dille yeni başlayan ve anadil seviyesine kadar daha tekdüze bir şekilde nasıl ölçüm yapılacağı konusunda çok net seviyelerin belirlenebildiği Ortak Dil Çerçevesi, bu ülke tarafından önemli ölçüde benimsenmektedir. Bu, az kaynakla bile çok şey yapılabileceğinin bir örneğidir."

Son dönemde Meksika'da yükseköğrenim ile işgücü arasındaki uçurumu azaltmak amacıyla ANUIES ve Ticaret Odası gibi ortaklar da duyuruldu. "Geleceğin becerilerini tanıtmak önemlidir ve bunlardan biri de İngilizcedir. Bu yüzden tüm bu yeni girişimler ve British Council'ın uzmanlığıyla bunların bir parçası olmaktan çok heyecan duyuyoruz. Bu yeni yaklaşımı kutluyoruz ancak temel eğitimi de göz önünde bulundurmalıyız. Bu yüzden SEP, ülke çapında 15.000'den fazla öğretmene ulaşan Ulusal Video Konferans Oturumları Günü gibi girişimleri görüşmek üzere buradaydı."

Konferansın sonunda üç önemli noktaya varıldığını belirten uzman, şunları kaydetti: Eğitim ve iş dünyası, teknoloji, turizm, lojistik ve diğer sektörler arasında daha derin bir işbirliğine ihtiyaç duyulduğu. İkincisi, düşük gelirli kesimlerde kanıta dayalı kamu politikalarına ve uygulamalarına ihtiyaç vardır. Son olarak, teknolojiyi etkin biçimde kullanan öğretmen liderliğindeki öğretime ihtiyaç var. "Bunlar konferansa yön veren temalardı ve İngilizce'nin ikinci dil olarak öğretimi gündemini şekillendirecek bulgulardı."

[email protected]