İspanyol yönetmen Oliver Laxe'nin Cannes Film Festivali'nde Jüri Ödülü'nü kazanan filmi.

Galiçyalı yönetmen Oliver Laxe, yeni filmi Sirât ile Cannes Film Festivali jürisini kendine hayran bıraktı. Sirât, farklılıklarına rağmen birbirlerini anlamaya çalışan iki düşman topluluğun arasındaki gerginliği ele alıyor. Duyusal anlatımı ve görselliğe verdiği önemle diğer geleneksel yapımlardan ayrılan film, festivalin en önemli ödüllerinden biri olan Jüri Ödülü'ne layık görüldü.

Çılgınlığın hüküm sürdüğü bir dünyada geçen Sirât , bir babanın kayıp kızını düşmanca ve çılgın bir ortamda aramasının hikayesini anlatıyor. İlk gösteriminden itibaren izleyicide güçlü bir etki bırakan film, görsel ve işitsel açıdan güçlü yönlerini ön plana çıkardı. Büyük bir duygusal etki yaratan son üçte biri, Laxe'nin isminin tüm havuzların merkezine yerleştirilmesinin anahtarıydı ve bu, Sound of Falling adlı eseriyle Alman Mascha Schilinski ile ortak bir takdirle sonuçlanmıştı.

Ancak bu zafer İspanyol sinemasının Cannes'daki uzun süreli hasretine son vermeye yetmedi. Luis Buñuel'in 1961'de Altın Palmiye'yi kazanmasından bu yana hiçbir İspanyol yönetmen bu başarıya ulaşamadı. Bu vesileyle, en büyük ödül, ülkesinde yıllarca süren baskı ve sansürün ardından festivale fiziksel olarak dönüşünü simgeleyen, jüriyi ve halkı etkileyen, siyasi intikamı anlatan It Was Just an Accident adlı filmiyle İranlı Cafer Panahi'ye verildi.

Yine de Laxe'nin tanınması önemli bir başarı olarak algılanıyor. Almodóvar gibi büyük isimlerin dışında, İspanyol film yapımcılarının bu tip uluslararası etkinliklerde başarı kazanması pek sık rastlanan bir durum değil. Laxe, izleyicide derin tepkiler uyandırmak için görüntü ve sesin duygusal kapasitesinden yararlanarak, açık bir söyleme ihtiyaç duymadan hareket etmeyi başarmıştır. Sirât'la sanat sinemasının uluslararası panoramasındaki yerini bir kez daha teyit ediyor.