Sheinbaum'un zorlu sınavı: Trump'la yaşanan krize nasıl tepki veriyor?

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, göreve başlayalı henüz birkaç ay olmasına rağmen, yalnızca dış politikasını değil, aynı zamanda yönetiminin tonunu ve kapasitesini de tehdit eden tarihi boyutlarda bir krizle karşı karşıya. Amerika Birleşik Devletleri'nin aniden %30'luk bir gümrük vergisi uygulaması, Sheinbaum'un cesaretini, ekibini ve kuzey komşusuyla olan ilişkilerinin çalkantılı sularında yol alma becerisini sınadı.
Donald Trump'ın saldırgan söylemleri karşısında Başkan Sheinbaum'un ilk tepkisi, fırtınanın ortasında sakinliği korumaya çalışan ölçülü bir özgüven oldu. "Deneyimim var, bir anlaşmaya varacağız," diyerek önceki müzakerelerdeki rolüne ve çatışma yerine diyaloğu tercih etme niyetine açık bir gönderme yaptı.
Bu duruş, kabinesinden kilit isimlerin harekete geçmesiyle daha da güçlendi. Anlaşmayı "adil olmayan" olarak nitelendiren ancak Meksika'nın halihazırda müzakerelerde olduğunu doğrulayan Marcelo Ebrard'ın katılımı, krizi kontrol altına almak için deneyimli bir diplomatik ekibin harekete geçtiğinin sinyalini veriyor. Amaç açık: Egemenliği devretmeden veya çatışmayı tırmandırmadan tehdidi etkisiz hale getirmek.
Sheinbaum'un stratejisi klasik bir siyasi ikilemle karşı karşıya. Bir yandan, yıkıcı ekonomik hasarlardan kaçınacak bir anlaşmayı kolaylaştırmak için Washington'a pragmatizm yansıtması gerekiyor. Diğer yandan, özellikle selefinin daha çatışmacı tarzının aksine, saldırıya uğradığını hisseden ve aşırı uzlaşmacı bir duruşu zayıflık veya teslimiyet olarak yorumlayabilecek yerel bir kitleye karşı kararlılığını göstermesi gerekiyor.
Bu bağlamda, yerel siyasi aktörlerin desteği hayati önem taşıyor. Sinaloa'daki valiler gibi valiler, birleşik bir ulusal cephe oluşturma çabasıyla, "söylenti ve iftira" olarak gördükleri şeylere karşı başkana desteklerini açıkladılar. Ancak, yakın zamanda "siyasi hayatının son döneminde" kendini ilan eden Senatör Ricardo Monreal gibi isimler, Sheinbaum'un aynı anda yönetmesi gereken iç siyasi ortamın karmaşıklığını hatırlatıyor.
"Ben zaten deneyimliyim, bir anlaşmaya varacağız." – Claudia Sheinbaum, Meksika Cumhurbaşkanı.
Bu kritik an, Cumhurbaşkanı Sheinbaum'u Andrés Manuel López Obrador'dan farklı bir dış politika kimliği oluşturmaya zorluyor. Ekonomik istikrarı önceliklendiren teknokrat ve müzakereci bir lider mi olacak, yoksa dış baskılara aynı sertlikle yanıt veren milliyetçi bir savunucu mu?
Bu krizin yönetimi, liderlik etme, kabinesini koordine etme ve Meksika halkına ve dünyaya tutarlı bir strateji sunma becerisinin gerçek zamanlı bir testidir. Sonuç, yalnızca ülkenin en önemli ikili ilişkilerinin geleceğini ve ekonomisinin kaderini belirlemekle kalmayacak, aynı zamanda kamuoyunun başkanlık algısını şekillendirecek ve görev süresinin geri kalanında siyasi sermayesinin temelini atacaktır.
La Verdad Yucatán