Macron İngiltere'de: Paris ve Londra göçmen değişim projesi konusunda anlaştı

Fransa ve Birleşik Krallık, Manş Denizi'nden geçişlerin rekor sayılara ulaşmasının ardından, Emmanuel Macron'un devlet ziyaretinin ardından göçmen değişimi için pilot proje konusunda 10 Temmuz Perşembe günü anlaşmaya vardı.

İmzalanmadan önce Avrupa Komisyonu'na sunulması gereken bu anlaşma, " bire bir" ilkesine dayanıyor: Küçük bir tekneyle gelen bir göçmenin Fransa'ya geri gönderilmesini, karşılığında Londra'nın Birleşik Krallık ile bağları, özellikle aile bağları olan bir sığınmacıyı kabul etmeyi kabul etmesini öngörüyor.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Northwood askeri üssünde (kuzeybatı Londra) düzenlediği basın toplantısında, "İlk kez küçük teknelerle gelen göçmenler tutuklanacak ve ardından hızla Fransa'ya geri gönderilecek" dedi ve "önümüzdeki haftalarda" başlaması muhtemel bir projeye ilişkin "çığır açıcı" bir anlaşmadan duyduğu memnuniyeti dile getirdi .

Yılbaşından bu yana Manş Denizi'ni geçen göçmen sayısının 21 bini aşması, rekor bir sayıya ulaşmış durumda. Bu durum, Nigel Farage'ın göçmen karşıtı Reform UK partisinin kamuoyunda güç kazanmasıyla birlikte İşçi Partisi lideri üzerindeki baskıyı artırıyor.

Emmanuel Macron ise Brexit'i suçlayarak , o zamandan beri "Avrupa Birliği ile bir göç anlaşması" olmadığını ve bunun Manş Denizi'ni geçmek için bir "teşvik" oluşturduğunu vurguladı. Bu pilot projenin "insan kaçakçıları modeli ve geçişler üzerinde çok caydırıcı bir etkisi olacağını" söyledi.

Fransa Cumhurbaşkanı'nın 2020'deki Brexit'ten bu yana bir AB devlet başkanı için ilk kez gerçekleştirdiği üç günlük devlet ziyaretinin ardından ikili zirvede yoğun müzakereler sonucunda varılan bu anlaşmaya ilişkin herhangi bir rakam verilmedi.

İngiliz medyası ve Muhafazakar muhalefet tarafından yetersiz olarak gösterilen, haftada 50 göçmen değişiminin yapıldığı rakamı henüz doğrulanmadı.

Nigel Farage , "Bu anlaşma tam bir utanç," diye çıkıştı. X'te yazdığı yazıda , "Avrupa Birliği üyesi gibi davrandık ve kibirli bir Fransız cumhurbaşkanına boyun eğdik," diye yazdı.

Sınır Tanımayan Doktorlar adlı sivil toplum örgütü ise bu projenin "sadece saçma" değil , aynı zamanda "son derece tehlikeli" olduğunu belirtti.

İspanya, Yunanistan ve İtalya'nın da aralarında bulunduğu beş AB ülkesi, haziran ayında "endişelerini" dile getirerek, "AB üye ülkeleri arasında ortak ve koordineli bir yaklaşım" çağrısında bulunmuştu.