Trump nükleer canlanmayı teşvik ediyor

On yıllar boyunca nükleer enerjinin yolu doğrusal olmaktan çok uzaktı. Yüksek profilli kazalar kamuoyunda tepkiye yol açtı ve özellikle 2011'deki Fukuşima'dan sonra yaygın kesintilere yol açtı. Bu yılki tematik bakış açımızda, bu durumun nasıl değişmeye başladığını belirttik. Büyük teknoloji şirketleri, enerji yoğun veri merkezlerine güç sağlamak için nükleer enerjiye büyük yatırımlar yapıyor. Hatta Trump'ın bir rol oynayabileceğini bile tahmin ettik, çünkü düzenlemenin kaldırılması daha hızlı inovasyona olanak sağlıyor ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyacı artırıyor. Şimdi Trump cesur bir hamle yaptı ve piyasalar ilgi gösteriyor.

23 Mayıs 2025'te Başkan Donald Trump, ABD nükleer enerji kapasitesini önemli ölçüde genişletmeyi ve sektördeki Amerikan liderliğini yeniden teyit etmeyi amaçlayan bir dizi yürütme emri imzaladı. Nükleer Endüstriyel Üssü Yeniden Canlandırma bayrağı altında Trump iddialı bir hedef belirledi: 2050 yılına kadar nükleer kapasiteyi 100 gigawatt'tan 400 gigawatt'a dört katına çıkarmak. Bu, mevcut santrallerin kapasitesini artırma, 2030 yılına kadar 10 yeni büyük ölçekli reaktör inşa etme ve Enerji Bakanlığı (DOE) ve Nükleer Düzenleme Komisyonu'nda (NRC) kapsamlı reformlar yapma planlarını içeriyor. Yürütme emirleri, yeni reaktörler için 18 ay içinde lisans kararları ve gelişmiş nükleer teknolojilerin test edilmesi ve konuşlandırılmasında daha fazla esneklik sağlıyor.

Bu hareketin arkasındaki mantık hem stratejik hem de ekonomiktir . Amerika Birleşik Devletleri, 2017 itibarıyla yeni reaktörlerin %87'sinin yabancı tasarımlar üzerine inşa edilmesiyle küresel nükleer manzaradaki payının azaldığını gördü. Trump'ın emirleri, yerel yakıt döngülerini canlandırarak, küçük modüler ve gelişmiş reaktörlerin geliştirilmesini destekleyerek ve nükleer iş gücünü genişleterek bu eğilimi tersine çevirmeyi amaçlıyor. Girişim ayrıca savunma amaçlı kapalı tesisleri yeniden başlatma ve çevresel incelemeleri kolaylaştırma çabalarını da içeriyor. Nükleer Enerji Enstitüsü'nün belirttiği gibi, bu önlemler enerji bağımsızlığı ve ulusal güvenlik için hayati önem taşıyor ve nükleer enerjiyi Amerika'nın gelecekteki enerji stratejisinin merkezine yerleştiriyor.

Nükleer temadaki güçlü toparlanma piyasa iyimserliğine işaret ediyor

Amerika Birleşik Devletleri'ne önemli ölçüde maruz kalan çoğu tema yılın ilk çeyreğinde ters rüzgarlarla karşı karşıya kaldı ve uranyum ve nükleer enerji de bir istisna değildi. Ancak, temanın ikinci çeyrekteki toparlanması dikkat çekiciydi. Piyasanın Trump'ın yürütme emrine tepkisi ezici bir şekilde olumluydu.

WisdomTree'ye göre uranyum ve nükleer değer zinciri üç bölüme ayrılıyor: yukarı akış şirketleri (genellikle madenciler ve uranyum gibi nükleer yakıt üreticileri), aşağı akış şirketleri (nükleer endüstriye temel ürün ve hizmetlerin tedarikçileri) ve yenilikçiler (küçük modüler reaktörler gibi ileri teknolojilerin geliştiricileri).

WisdomTree Uranyum ve Nükleer Enerji UCITS Endeksi'ndeki yıllık toplam getiriye göre en iyi performans gösteren hisse senetlerine baktığımızda, ilginç bir şirket karışımı görüyoruz:

WisdomTree Uranyum ve Nükleer Enerji UCITS Endeksi'nde yıllık toplam getiriye göre en iyi performans gösteren hisse senetleri

Yukarıdaki tablo, bu yılki piyasa ilgisinin yalnızca uranyum madencileri değil, geniş bir şirket yelpazesine yayıldığını açıkça göstermektedir. Bunlara, küçük modüler reaktörler gibi gelişmiş nükleer teknolojiler üreten şirketler de dahildir. Oklo gibi bu gelişmiş teknoloji geliştiricilerinin çoğu, küçük modüler reaktörler hala geliştirmenin erken aşamalarında olduğundan henüz gelir elde etmiyor, ancak dönüştürücü potansiyelleri nedeniyle güçlü yatırımcı ilgisi çekiyorlar. Piyasalar, Trump'ın geliştirmeyi hızlandırabilecek ve kalıcı bir etki yaratabilecek bir katalizör olarak görülen yürütme emri ışığında bu şirketleri giderek daha fazla tercih ediyor.

Trump'ın yürütme emri, nükleer enerjinin hızla büyüyen küresel enerji talebini karşılaması beklenen ana akım teknolojiler arasındaki yerini sağlamlaştırıyor. Ayrıca, teknoloji şirketlerinin geçen yıl nükleer enerjiyi benimsemesiyle başlayan ivmeyi artırarak, duygularda net bir dönüm noktası oluşturuyor. Piyasanın tepkisinin, uranyum ve nükleer enerji değer zincirindeki yatırımcılar için güçlü bir fırsatın altını çizdiğine inanıyoruz.