Görüş: AB – Mercosur

Geçtiğimiz Çarşamba günü Profesörümüz Vital Moreira'nın (ister beğenelim ister beğenmeyelim, o her zaman "bizim" olacak) AB-Mercosur ticaret anlaşması hakkında konuşmasını dinleme onuruna ve ayrıcalığına eriştim. Avrupa Parlamentosu üyesi olarak (2009-2014), Uluslararası Ticaret Komitesi'nin başkanlığını yaptı ve Brasília'ya (Temsilciler Meclisi ve Itamaraty) ve São Paulo'ya (FIESP) resmi bir heyete başkanlık etti.

Sadece müzakerelerin uzaması nedeniyle daha belirleyici bir rol oynamadığını düşünüyorum. Bunların açıkça zor olması onu rahatsız eden bir konu değildi elbette. Ancak Anlaşma nihayet burada ve geçen yılın sonundan bu yana, Atlantik'in her iki yakasında yaklaşık 800 milyon tüketiciye fayda sağlamak üzere "eyleme geçmeye" hazır.

Çok fazla detaya girmeden şunu bilmek benim için önemliydi, çünkü artık Alman hukuk firması Rödl & Partner'da çalışıyorum ve Mercosur'a en fazla ihracat yapan ülkenin Almanya olduğunu biliyorum. Portekizli olarak, Avrupa'nın 20. büyük ekonomisi olmamıza rağmen, aynı zamanda 6. büyük ihracatçı olduğumuzu biliyoruz. Portekiz'de istihdamın yüzde 40'ının dış ticaretten sağlandığını, yani her 4 Portekizli çalışandan 1'inin "ihracatçı" olduğunu, Brezilya'nın ABD ve İngiltere'den sonra Portekiz'e en fazla yatırım yapan ülke olduğunu da vurgulamakta fayda var. Brezilya'nın Portekiz Büyükelçisi'nin ifadesiyle, biz Brezilya'nın Avrupa Birliği'ne yatırım yapmasının kapısı olacağız. Anlaşmanın “işlevselliğe girmesi” yeterlidir.

2025'in "başlangıç" yılı olmasını, metinlerin gözden geçirilmesinin tamamlanmasını, zorunlu dillere çevrilmesini, "her ne pahasına olursa olsun" tıkanıklıkların önlenmesini (ki bugüne kadar başarılmıştır) ve Anlaşmanın bölündüğü ticari ve siyasi kısımların yetkili merciler tarafından, ister şu anda António Costa başkanlığındaki Avrupa Konseyi, ister ulusal parlamentolar olsun, mümkün olan en kısa sürede onaylanmasını dilerim.