50/50 Değil: Bilim, Erkek veya Kız Çocuğu Olma Olasılığını Hesaplamaya Yardımcı Oluyor

Bebek bekleyen çiftler sıklıkla kendilerine şu soruyu sorar: "Erkek mi, kız mı?" Bilim insanları, erkek veya kız çocuk sahibi olma olasılığının %50/%50 olmadığını söylüyor.
Daily Mail, yazı tura atmaktan evet veya hayır sorusunun cevabını tahmin etmeye kadar, gerçekleşme olasılığı %50 olan birçok şey olduğunu yazıyor. Yıllarca, bir oğul veya kız çocuğuna sahip olma şansının da bu kategoriye girdiği düşünülüyordu. Ancak şok edici yeni bir çalışma, durumun aslında böyle olmadığını ortaya koydu.
Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, bazı kadınların tek cinsiyetten çocuk sahibi olma olasılığının çok daha yüksek olduğunu keşfetti. Ekip, çalışmalarında en az bir çocuk doğurmuş 58.000'den fazla annenin verilerini analiz etti. Elde ettikleri sonuçlar, annenin yaşının bebeğin cinsiyetini belirlemede kilit rol oynadığını gösterdi.
Araştırmacılar, "İnsan cinsiyet oranları uzun zamandır biyologların, istatistikçilerin, demografların, sosyologların ve ekonomistlerin ilgi odağı olmuştur," diye açıkladılar. "Burada, her aile büyüklüğünde doğumdaki cinsiyetin basit bir binom dağılımını takip etmediğini gösterdik ve yavru cinsiyetinde önemli intrauterin korelasyonlar bulduk."
Doğmamış çocuğun cinsiyeti, sperm ve yumurtadan kalıtılan cinsiyet kromozomlarının birleşimiyle belirlenir. Daily Mail, yumurta her zaman bir X kromozomu içerirken, spermin X veya Y kromozomu içerebileceğini yazıyor. X kromozomu taşıyan bir sperm yumurtayı döllerse, embriyo dişi, Y kromozomu taşıyan bir embriyo ise erkek olur.
Uzun zamandır bu oranın 50/50 olduğuna inanılıyordu. Ancak bilim insanları, Science Advances dergisinde yayımlanan yeni çalışmalarında bunun gerçekten böyle olup olmadığını sorguladılar.
Ekip, "Birkaç ortak yazar, arkadaşlarının, meslektaşlarının, birinci derece akrabalarının veya kendilerinin yalnızca bir cinsiyetten çocuk sahibi olduğu vakaları gözlemledi ve bu durum rastlantısallık konusunda soru işaretleri uyandırdı" diye açıkladı.
Bunu anlamak için araştırmacılar, en az iki çocuğu olan 58.007 Amerikalı kadının verilerini analiz etti. Boy, vücut kitle indeksi, ırk, saç rengi, kan grubu, kronotip (sabah insanı mı yoksa gece kuşu mu olduğunuz), ilk adet görme yaşı ve ilk doğum yaşı olmak üzere sekiz annelik özelliğinin etkilerini incelediler. Bu özelliklerden yedisinin çocuğun cinsiyeti üzerinde hiçbir etkisi yoktu. Ancak analiz, bir annenin ilk çocuğunu doğurduğu yaş ile erkek veya kız çocuğu sahibi olması arasında önemli bir bağlantı buldu.
Daily Mail'in haberine göre, ilk bebeklerini 28 yaşın üzerinde doğuran kadınların yalnızca tek cinsiyetten bebek sahibi olma olasılığı yüzde 43. Ancak ilk bebeklerini 23 yaşın altında doğuran kadınların yalnızca tek cinsiyetten bebek sahibi olma olasılığı yalnızca yüzde 34.
Araştırmacılar, "Anne yaşının ileri olması, aynı cinsiyetten çocuk sahibi olma olasılığının daha yüksek olmasıyla ilişkili olabilir, ancak diğer kalıtsal, demografik ve/veya üreme faktörleri, çocukların cinsiyetiyle ilişkili değildir" açıklamasında bulundu.
Daily Mail'in haberine göre, bu bağlantının nedeni henüz net değil. Ancak araştırmacılar, bunun kadınlar yaşlandıkça ortaya çıkan fizyolojik değişikliklerle, yani foliküler fazın kısalması ve vajinal pH'ın düşmesiyle bağlantılı olabileceğini söylüyor.
Bilim insanları, "Daha kısa bir foliküler faz Y kromozomunun hayatta kalmasını desteklerken, daha asidik bir vajinal ortam X kromozomunun hayatta kalmasını destekler," diye açıkladı. "Yaşla birlikte, her kadının bu faktörlerin her birine farklı bir yatkınlığı olabilir ve bu da aynı cinsiyetten çocuk sahibi olma olasılığını artırabilir. Ancak bu mekanizmalar hala varsayımsaldır ve bu hipotezleri doğrulamak için daha ayrıntılı verilere ihtiyaç vardır."
Daily Mail'in bulgularına göre, genel olarak erkek veya kız çocuğu sahibi olma ihtimali %50/%50 değil.
mk.ru