İsrail, Suriye'nin yeni liderlerine güneyin silahsızlandırılması talebiyle meydan okuyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, güney Suriye'nin büyük bölümünün tamamen silahsızlandırılmasını talep etti.
Bu açıklama, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın devrilmesinin ardından İsrail ile Suriye'deki yeni yönetim arasında çatışma olasılığını daha da artırabilecek bir açıklama.
Netanyahu, Pazar günü İsrailli askeri öğrencilere yaptığı konuşmada, İsrail'in Esad'ı deviren İslamcı grup olan Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) güçlerinin ve kurulmakta olan yeni Suriye ordusunun "Şam'ın güneyindeki bölgeye girmesine" izin vermeyeceğini söyledi.
"Güney Suriye'nin Kuneytra, Deraa ve Suveyda illerinin yeni rejimin güçlerinden tamamen silahsızlandırılmasını talep ediyoruz," diye ekledi. "Aynı şekilde, Güney Suriye'deki Dürzi topluluğuna yönelik hiçbir tehdide tahammül etmeyeceğiz."
Ayrıca İsrail güçlerinin, Aralık ayında Esad'ın devrilmesinden bu yana ele geçirdikleri Suriye topraklarında süresiz olarak kalmaya devam edeceklerini söyledi. Bu da İsrail stratejisinde bir değişiklik anlamına gelecek.
İsrail, şimdiye kadar Golan Tepeleri'nde BM gözetiminde oluşturulan silahsızlandırılmış tampon bölgeye geçişini, diğer taraftaki İsraillilerin güvenliğini sağlamaya yönelik geçici bir önlem olarak niteliyordu.
Gerekçe, iktidar boşluğunda aşırı grupların Golan'a inmesini önlemek olarak görünüyor.
Ancak Netanyahu son açıklamalarıyla, Suriye'deki yeni yönetimin, cihatçı geçmişleri nedeniyle, benzer bir tehlike oluşturabileceğine inandığını açıkça ortaya koydu.
İsrail, 1967 Orta Doğu savaşı sırasında Golan'ın çoğunu Suriye'den ele geçirdi ve daha sonra ilhak etti. Bu hareket uluslararası alanda tanınmadı, ancak ABD bunu 2019'da yaptı.

Suriye'nin yeni geçici Devlet Başkanı, HTŞ lideri Ahmed eş-Şara, İsrail'e çatışma istemediğini ve 1973'teki bir başka savaştan sonra iki ülke arasında imzalanan uzun süreli geri çekilme anlaşmasını korumaya hazır olduğunu garanti etmeye çalıştı.
Ayrıca Suriye'nin İsrail'e yönelik saldırılarda üs olarak kullanılmasına izin vermeyeceğini vurguladı.
Ancak Şaraa, Suriye'nin parçalanmış coğrafyasının tamamında egemenlik iddia etmeye çalışırken, İsrail'in aldığı tampon bölgeden çekilmesi çağrısında da bulundu.
Netanyahu'nun bu güvencelere güvenmediği açık.
Uluslararası toplumun büyük bir kısmı gibi İsrail Başbakanı da, Şaraa'nın ılımlı ve yumuşak tutumunun hem eylemde hem de sözde karşılığını bulup bulmayacağını görmek için bekliyor.
Yeni Suriye yönetimi açısından, uzun yıllar süren iç savaş boyunca güç mücadelesi veren tüm dış güçlerin etkisinden ülkenin kurtarılması, ülkenin daha olumlu bir geleceğe kavuşması ve geçmişle kesin bir kopuş sağlanması açısından hayati önem taşıyor.
İran ve Rusya gibi bazı yabancı aktörler, bir zamanlar sahip oldukları aşırı etkinin şimdilik azaldığını görüyorlar.
Başkan Donald Trump yönetiminde ABD, Suriye'den daha fazla uzaklaşabilir; bu durum, ülkenin kuzeydoğusunda Kürt liderliğindeki güçlerin desteklenmesine yardımcı olmuştu.
Ancak, HTŞ'nin Esad'a karşı başlattığı yıldırım harekatında önemli destek sağlayan Türkiye'nin etkisi de giderek artıyor.
Ne kadar büyük bir rol oynayacağı, Esad sonrası dönemde Suriye'nin nasıl gelişeceği konusunda belirleyici bir faktör olabilir.
Ancak İsrail, Suriye'nin yeni liderliğinin bağımsızlığına daha yakın bir tehdit oluşturabilir.
İsrail askerlerinin ülke topraklarına giderek daha fazla tecavüz etmesi - ve Esad'ın askeri cephaneliğinden geriye kalanlarla ilişkili hedeflere çok sayıda saldırı düzenlemesi - Şer'a'nın ülke içinde ve dışında Suriyelileri liderliğinin bunu sağlayabileceğine ikna etmeye çalıştığı yeniden birleşik, egemen bir devlet vizyonuyla uyuşmuyor.
Netanyahu'nun Suriye güçlerinin ülke sınırları içerisinde serbestçe faaliyet göstermesini yasaklama hamlesi, Şam'daki yeni düzenin, ne kadar çatışmacı olmayan bir imaj korumaya çalışsa da, sindiremeyeceği bir adım olabilir.
BBC