Takviyeler ve sağlığınız hakkında size söylemedikleri şeyler

Kliniklerimizde genç kalmak , saç dökülmesi, akne, yaşlanma, iltihaplı hastalıklar gibi dermatolojik sorunları iyileştirmek umuduyla besin takviyelerine yönelen çok sayıda hastayla karşılaşıyoruz. Anlaşılabilir bir durum: Takviyelerin kolayca bulunabildiği, reçetesiz satıldığı ve "doğal" ve görünüşte zararsız çözümler olarak reklamının yapıldığı bir çağda yaşıyoruz. Peki gerçekten güvenliler mi? Yan etkileri olabilir mi?

Besin takviyesi pazarı son on yılda katlanarak büyüdü. Kolay ulaşılabilir olmaları , sosyal medyada çokça yer almaları ve "doğal çözüm" vaatleri, birçok insanın bunları günlük rutinlerinin bir parçası olarak kullanmasına yol açtı. Dermatolojide saç sağlığını iyileştirmek, cilt yaşlanmasını azaltmak, akne veya gül hastalığını tedavi etmek, isotretinoin gibi tedavilerin yan etkilerini azaltmak, tırnakları ve cildi güçlendirmek gibi faydaları öne çıkar.

Takviyeler nelerdir?

Bunlar günlük beslenmemizi desteklemek amacıyla vitamin, aminoasit, mineral , yağ asitleri veya diğer besinleri içeren ürünlerdir. Bu takviyelerin pazarlanması için klinik deneylere ihtiyaç duyulmadığı , ilaç olarak kabul edilmediği ve ilaçlara göre daha az sıkı bir şekilde düzenlendiği gerçeğinin vurgulanması önemlidir.

Bilim ne diyor?

Aşağıda paylaştığım bilgiler, dermatolojide kullanılan takviyelerle ilgili 30 çalışmayı analiz eden JAMA Dermatology sistematik incelemesi veya D vitamini, niasinamid, çinko, omega-3 yağ asitleri, kolajen, probiyotikler ve antioksidanlar gibi takviyelerin güvenliğini inceleyen Dermatological Reviews gibi yüksek etkili dergilerde yayınlanmış çeşitli çalışmalara dayanmaktadır.

Yan etkileri olan takviyeler

Kemik ve bağışıklık sağlığı için olmazsa olmaz olan D vitamini , sedef hastalığı ve atopik dermatit gibi iltihaplı hastalıkların yanı sıra fotokorunma ve yaşlanma karşıtı amaçlarla da takviye olarak kullanılıyor. Ancak dikkat: Yüksek dozlarda hiperkalsemi, böbrek taşı veya damar kalsifikasyonlarına neden olabilir . Bu nedenle, kronik takviye kullanımında uygun dozda bu takviyenin kullanılması ve düzeylerinin izlenmesi çok önemlidir.

Yüksek dozda A vitamini teratojenik etkiye (fetal malformasyonlara) neden olabilir, cildi kurutabilir ve karaciğere zarar verebilir . Sivilce tedavisinde kullandığımız isotretinoin gibi bazı A vitamini türevi ilaçlar bu komplikasyonlara yol açabiliyor.

Yaşlanma karşıtı ve doku iyileşmesine yardımcı olmak için kullanılan güçlü bir antioksidan olan E vitamini , kardiyovasküler etkilere sahip olabilir, felci teşvik edebilir ve ameliyat sırasında kanamayı artırabilir. Bu nedenle, bu tür bir takviye alıyorsanız, işlem öncesinde cerrahınızı bilgilendirmeniz önemlidir.

Çinko bazı akne ve atopik dermatit vakalarında faydalı olabilir. Ancak yüksek dozlarda sindirim bozukluklarına yol açabilmektedir.

Omega-3 yağ asitleri iltihap giderici etkiye sahiptir ve yaşlanma, sedef hastalığı veya akne tedavisinde isotretinoin ile birlikte takviye olarak kullanılabilir. Ancak yüksek dozlarda kullanımı trombosit agregasyonunu azaltarak ve bazı kemoterapi ilaçlarının fonksiyonunu etkileyerek pıhtılaşmayı kötüleştirebilir. Omega-3, omega-6 ve omega-9 yağ asitleri arasındaki dengeyi korumak da önemlidir, bu nedenle bu tür takviyeler takviye konusunda deneyimli doktorlar tarafından önerilmelidir.

Nikotinamid ( B3 vitamini ) sıklıkla cilt kanserini önlemek için kullanılır. Yüksek dozlarda mide bulantısı, kusma ve transaminazların yükselmesiyle karaciğer hasarına neden olabilir.

Biyotin ( B7 vitamini ) saç ve tırnak takviyelerinin yaygın bir bileşenidir. Güvenilir bir vitamin olmasına rağmen, tiroid hormonları ve testosteron düzeylerinin yanlışlıkla yükselmesi veya akut miyokard enfarktüsünün (troponinler) tespiti için yapılan testler, prostat kanseri için PSA veya büyüme hormonu gibi düzeylerin yanlışlıkla düşmesi gibi bazı laboratuvar testlerini etkileyebildiği görülmüştür. Bu nedenle biyotin takviyelerinin laboratuvar testi yapılmadan 3 gün önce kesilmesi gerekir.

Spirulina , yüksek besin içeriği nedeniyle "süper besin" olarak kabul edilen bir mikroalgdir. Protein, vitamin, mineral ve antioksidan açısından zengin olup yaşlanma karşıtı takviye olarak kullanılır. Ancak risksiz bir takviye değildir. Anafilaksi, otoimmün büllöz hastalıklar ve karaciğer hasarı vakaları bildirilmiştir.

Çözüm

Kısıtlayıcı diyet uygulayan, kronik iltihaplı hastalıkları olan, bağırsak emilim bozukluğu olan, gebe olan, ciltte yan etki oluşturan tedaviler gören veya objektif vitamin eksikliği olan kişiler için takviye almak mantıklıdır. Ancak takviyelerin zararsız olmadığının bilincinde olmalıyız: Takviye konusunda uzman bir doktor tarafından takip edilmedikleri takdirde yan etkilere yol açabilirler. Bazı durumlarda kaçınılabilir bir mali giderdir. Ve bunlar dengeli bir diyetin veya kanıta dayalı tedavilerin yerini tutmaz .

Sonuç olarak, eğer daha sağlıklı olmak ve mümkün olduğunca geç yaşta, genç ölmek istiyorsak, bilimsel olarak hala geçerliliğini koruyan bir dizi ipucu veren 12. yüzyıla ait Regimen Sanitatis Salernitanum adlı eseri okumalıyız:

Dürüst ve düzenli bir hayat, az çare kullanmak ve aceleci davranmamak için elinden geleni yapmak . Ilımlı beslenme, egzersiz ve eğlence, asla tedirgin olmayın, bir süre kırsala çıkın; az hapsedilme, çok etkileşim ve sürekli meşguliyet.