Çalışma, bakteriyel toksini kolorektal kansere bağlıyor

Nature dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, gençlerde kolorektal kanser vakalarındaki artışla ilgili endişe verici bir hipotezi gündeme getiriyor: Bağırsak bakterilerinin ürettiği kolibaktin adlı bir toksinle olası bir bağlantı. Escherichia coli'nin bazı suşlarında bulunan bu toksin, hücrelerin DNA'sına zarar vererek tümör gelişimiyle ilişkili mutasyonları kolaylaştırabiliyor.
ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi'ndeki bilim insanlarının öncülüğünde yürütülen çalışmanın amacı, mutasyon süreçlerinin bu tümörlerin gelişimine katkıda bulunup bulunmadığını araştırmaktı. Bunun için Brezilya'nın da aralarında bulunduğu 11 ülkedeki hastalardan alınan 981 doku örneği incelenerek genç ve yaşlı kişiler karşılaştırıldı. Yapılan analizde hem ülkeler arasında hem de yaş grupları arasında farklılıklar ortaya çıktı. Bu farklılıkların nedeni genetik veya beslenme olabilir.
40 yaşından önce tanı konulan genç hastalarda kolibaktinin neden olduğu bilinen bir dizi mutasyon gözlendi. Ancak bilim insanları bakterinin varlığına rastlamadı. Dolayısıyla hipotezlerden biri, çocukluk veya gençlik döneminde bu tip E. coli'ye maruz kalmanın, hasta daha sonra bakteriyi ortadan kaldırsa bile, 10-15 yıl sonra kanser gelişimine yatkınlık yaratabileceğidir.
Hospital Israelita Albert Einstein'dan onkolog Diogo Bugano'ya göre her şey hâlâ çok spekülasyona dayalı. "Bu mutasyonlar bakteriyle ilişkili olabileceğinden, bu hipotezi ortaya attılar. Ancak, özellikle hastalarda bakteriyi bulamadıkları için, bundan emin olmanın bir yolu yok." Ayrıca bugüne kadar genç ve yaşlı hastalardaki tümörlerin mutasyon profilleri arasında bir fark saptanmadığını da belirtiyor. "Farklı bir hastalığa benzemiyor, farklı bir nedeni veya mekanizması olan bir hastalık gibi görünmüyor" diyor.
Hastalık 50 yaşından sonra daha sık görülüyor
Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre kolorektal kanser, kanser kaynaklı ölümlerin ikinci önde gelen nedenidir. Brezilya'da melanom dışı cilt tümörleri dikkate alınmaksızın en sık görülen kanser türleri arasında üçüncü sırada yer almaktadır.
Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı'na (IARC) göre, geleneksel olarak 50 yaş üstü kişileri daha fazla etkilemesine rağmen, son yirmi yılda hastalığın görülme sıklığı, bu yaşın altındaki ve risk faktörü olmayan gençlerde neredeyse iki katına çıkmıştır. Bu artışın arkasındaki nedenler henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da araştırmalar, aşırı işlenmiş ürünler açısından zengin bir beslenme düzeniyle ilişkili olabileceğini öne sürüyor.
Yaş ve aile öyküsünün yanı sıra hareketsiz yaşam tarzı, obezite, sigara kullanımı ve düşük lif alımı da diğer risk faktörleri arasındadır. Birçok hastada erken dönemde belirti görülmez ancak ishal veya kabızlık, dışkıda kan ve açıklanamayan kilo kaybı gibi bağırsak alışkanlıklarındaki değişikliklere dikkat etmek gerekir.
Dışkıda gizli kan ve kolonoskopi gibi testler hastalığın erken teşhisine ve zamanla tümöre dönüşebilecek iyi huylu lezyonların (poliplerin) tespit edilmesine yardımcı olur.
Kaynak: Einstein Ajansı
IstoÉ